Bende çok hoş vakit geçirdim Teşekkürler. | Open Subtitles | حسناً، لقد حظيتُ بوقت رائع أيضاً. شكراً. |
- Gidelim. Hadi. - Çok iyi vakit geçirdim. | Open Subtitles | ـ لِنذهب، هيا ـ لقد حظيتُ بوقتاً رائع معكِ |
Çok güzel vakit geçirdim, çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بوقت رائع. لقد كان ممتع بالفعل. |
Hafta sonu çok hoş bir ilk buluşma yaşadım. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بأول مواعدة جيدة في نهاية الأسبوع. |
Çünkü böyle mükemmel bir aileye sahip olduğum için, hem de öz ailesinin bile istemediği bir çocuk olarak. | Open Subtitles | .. لأنني حظيتُ بهذين الوالدين العظيمين اللذان أرادني عندما لم يُردني أبواي اللذان أنجباني |
Ve Chris, ben her zaman kendi çocuklarımın benim çocukken geçirdiğim Noel'lerden daha iyi bir Noel geçirmelerini isterim. | Open Subtitles | و حُري بك أن تعلم أنني لطالما تمنّيتُ لأبنائي أن يحظوا بأعياد ميلاد أفضل من التي حظيتُ بها أنا |
Neyse, ben dün harika bir gece geçirdim. | Open Subtitles | حسناً، لقد حظيتُ بـ ليلةٍ رائعةٍ ليلة أمسٍ. |
Nasıl göründüğünü bilmiyorum ama gerçekten güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | إسمع، أعلم بأنّه لا يبدو كذلك، لكنّي حظيتُ بوقتاً ممتعاً جدّاً |
Kızlar, güle güle oturun. Burada çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | يا فتيات استمتعن بشقّتكن، حظيتُ بوقتٍ ممتعٍ هنا. |
- Dün gece gerçekten çok iyi vakit geçirdim. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بوقتٍ ممتع حقاً الليلة الماضية |
Tatlım. Bak, çok manyak bir gün geçirdim, tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتي، اسمعيني لقد حظيتُ بيومٍ سيء، حسنًا؟ |
- Bu gece gerçekten güzel zaman geçirdim. | Open Subtitles | -لقد حظيتُ بوقتٍ رائعٍ الليلة. |
Mükemmel bir gün geçirdim. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بيوم ممتع |
Bu akşam harika zaman geçirdim. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بليلة رائعة |
Sadece boktan bir gün geçirdim. | Open Subtitles | فقط حظيتُ بيوم زي الخرا |
Harika vakit geçirdim. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بوقتٍ فائق الروعة |
Beyin tümöründen sonra ruhsal bir aydınlanma yaşadım. Bir amaç edindim. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بصحوة روحيّة بعد ورم المخ، وعثرتُ على هدف. |
İşin aslı ben de bir ayrılık yaşadım. | Open Subtitles | لأكون صريحاً... لقد حظيتُ بنوعٍ من الإنفصال أنا أيضاً. |
sahip olduğum en iyi patron. | Open Subtitles | هذا أفضل رئيس حظيتُ بالعمل لديه |
sahip olduğum en iyi arkadaştın. | Open Subtitles | لقد كنتِ أفضل صديقه حظيتُ بها أبدآ |
Ve bu arada, 16 yıldır geçirdiğim en güzel Noel. | Open Subtitles | وبالمناسبة، هذا أفضل عيد ميلاد حظيتُ به منذ 16 عاماً |