- Bu gece elimizden geleni yapmalıyız. - İyi şanslar. | Open Subtitles | يجب أن أصطاد واحده منهم الليله أتمنى لك حظ جيد |
Arka bahçendeki taşralı düğününde iyi şanslar sana. | Open Subtitles | حظ جيد مع الفناء الخلفي لحفلة الغناء الشعبية |
O konuda iyi şanslar. Bence en güzeli kafasına vurup bayıltalım ve saçından sürükleyerek getirelim. | Open Subtitles | حظ جيد مع هذا ، لأننا لن نقوم بتخديرها و نقوم بجذبها من شَعرها. |
- Benim ülkemde kendinden yaşlı kadınlara âşık olmak iyi şans getirir. | Open Subtitles | - في دولتي انه حظ جيد ان تقع بالحب بأمرأه اكبر منك |
Benimki ise 6'şar harf. Bu iyi şans demek. | Open Subtitles | واسمي ، يحوي ستة حروف في كل جزء يبدو أنه حظ جيد |
- Evet, Bol şans. - Ya da bulmayız. En azından pasta var. | Open Subtitles | أجل , حظ جيد بذلك أو لا , على الاقل هناك كعكه |
- Öğretmenler okul gezisi önerilerini sunduğunda sana bol şanslar öyleyse. | Open Subtitles | إذا حظ جيد حينما يقوم المعلمون بتقديم مقترحات رحلة مجالاتهم |
Sana iyi şanslar Phil. Seni tekrar gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | حظ جيد مع ذلك يافل من الجيد رؤيتك ثانية |
İyi şanslar dilemek istemiştik, evlat. Ve de hoşça kal. Son defa olarak kartlarımızı basıyoruz. | Open Subtitles | اردت تمني حظ جيد لك يا بني- والوداع لاخر مره - |
Hatta burada durup el sallayayım ve sesleneyim, "İyi şanslar çocuklar, ben buradayım." Hayır, ben bunu yapamam. | Open Subtitles | ومن المفترض مني فقط أن أقف هنالك وألوح و أذهب حسناً , أولاد , حظ جيد , أنا أمكم أنني هنا , حسنا ً , لا يمكنني القيام بذلك |
Babana iyi şanslar dile hayatım. | Open Subtitles | اذهب وتمني لابيك حظ جيد يا ملاكي |
İyi şanslar, Papi. Diğer tarafta görüşürüz. | Open Subtitles | حظ جيد رفيقي أراك في الجانب الآخر |
Her neyse, iyi şanslar ve tekrar tebrikler. | Open Subtitles | علي كل حال حظ جيد وتهانئى مرة أخرى |
O şeyi kafanda çıkarma konusunda iyi şanslar. | Open Subtitles | حظ جيد فى إخراج هذا الشيء من رأسك |
Oh, Bana bahsettiğin kızla da iyi şanslar. | Open Subtitles | حظ جيد مع الفتاة التى أخبرتني عنها. |
İyi şanslar, dostum. | Open Subtitles | اتمنى لك حظ جيد ياصديقي |
- Bu iyi şans demek. - Yüksek düzeydeki oyuncular bunu yapabilir. | Open Subtitles | هذا حظ جيد اللاعبين المحترفين يفعلون ذلك |
Ama bu orkideyi vermek için geldim, görünüşe göre yeni bir evde iyi şans demekmiş. | Open Subtitles | لكني قدمت إلى هنا لأعطيك هذه الزهور. على ما يبدو أنه يجلب حظ جيد للمنزل الجديد. |
Kendi şansımızı kendimiz yaratırız, bu yüzden düğünden önce gelini öpmenin iyi şans getirdiğini söyleyeceğim, çünkü bu sayede... çok kıskanacakları için arkadaşlarımız ve ailemizin önünde öpüşemeyeceğimiz şekilde öpüşebiliriz. | Open Subtitles | نحن نصنع حظنا الخاص لذلك سأقول بأن ذلك حظ جيد لأن أقبل العروس قبل حفل الزفاف لأنه عندها سنحظى |
Savaşta şanssızlık olan şey şiddetle öyledir ve tersi olan şeylere iyi şans denir, vahşi ve zalim bir iyi talihtir, diğerinin üzüntüsünden var olan haksız bir mutluluktur. | TED | أي شيء مؤسف في الحرب هو قاسي بالتأكيد. وأي نقيض لذلك يسمى حظ جيد هي ثروة وحشية وهمجية. وسعادة ليست سخية ناشئة من الويل للطرف الاخر |
Gelecek savaşlarda size Bol şans diliyorum. | Open Subtitles | اتمنى لكم حظ جيد في الحروب القادمه |
Diyeceğim o ki bol şanslar ve çocuklara selamlarımı ilet. | Open Subtitles | لذا ، أنت تعلم ، حظ جيد و أخبر الأولاد أنى قلت لهم مرحباً |