| Ona arka arkaya şunu hatırlat. düğün sadece kadının istedikleridir. | Open Subtitles | فقط ذكره أن حفل الزفاف هي دائماً للمرأة وما تريده |
| Zaten Queens'teydim ben de düşündüm ki babamda kalıp düğün alışverişine çıkayım. | Open Subtitles | لكنني كنت في كوينز فقضيت الليلة عند والدي ومراجعة أمور حفل الزفاف |
| düğüne sırf havadan sudan konuşmayı sevmediğin için mi gitmek istemiyorsun? | Open Subtitles | انت لم ترغب لحظور حفل الزفاف معه لأنك لاتريد الحديث الصغير |
| Oğlan önce çıldırmış gibi davranıyor ve düğünü iptal ediyor. | Open Subtitles | في الأول الولد تصرف بجنون و قام بإلغاء حفل الزفاف. |
| Kötü haberlerim var. düğünde istediğin grup 25 Mayıs'ta doluymuş. | Open Subtitles | فرقة حفل الزفاف التي اردتها محجوزة في يوم 25 مايو |
| Bu beyanatı imzala, Düğünden önce... eve gitmenize izin vereyim. | Open Subtitles | وقع هذا الاقرار و سادعك تعود لوطنك قبل حفل الزفاف |
| Bu düğün için yapmanı istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك شئ واحد أريدك أن تفعليه في حفل الزفاف |
| Nasıl bir düğün istediğinizi düşündünüz mü? -Bu konuyu konuştuk. | Open Subtitles | حسناً, هل أتتكم أية فكرة انتم الأثنان عن أية نوع من حفل الزفاف تريدون؟ |
| Onlara düğün için seni kurtaracağıma söz verdim. Hadi! | Open Subtitles | لقد قلت بأني سأنقذك في الوقت المحدد من أجل حفل الزفاف |
| düğün meselesini bir kez daha düşündüğünü ve ikinizin ayrılarak acaba bir hata mı yaptığınızı söyledi. | Open Subtitles | شيئا ما حول اعادة التفكير فى حفل الزفاف وكيف انكم اخطأتم عندما انفصلتم |
| düğün başlamak üzere ve Monica panikliyor. | Open Subtitles | حفل الزفاف على وشك البدء عندما مونيكا يحصل على القدمين الباردة. |
| düğüne yapılan saldırı yüzünden yeterince sıkıntılı bir dönemde zaten. | Open Subtitles | إنه يتلقى الكثير من الضغوطات بسبب الغارة على حفل الزفاف |
| Bizi düğüne götürdü ve yakalandık çünkü silahlarımıza ulaşamadık! | Open Subtitles | ولتأخذنا الى حفل الزفاف حيث قبض علينا مثل الفئران فى المصيده لاننا بدون اسلحتنا |
| düğüne gel. Herkes beklemekten yoruldu. | Open Subtitles | تعالي الى حفل الزفاف الكل مل من الإنتظار |
| Neden tüm düğünü orada yapmıyoruz. | Open Subtitles | لحظة ، لماذا لا نعد حفل الزفاف بالكامل هناك؟ |
| Öyleyse düğünü birlikte planlarız. | Open Subtitles | جيد. يمكننا أن خطة حفل الزفاف معا بعد ذلك. |
| düğünde birçok misafir olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك العديد من الضيوف في حفل الزفاف |
| düğünde ters gidebilecek şeylerin listesini yapıyorum. | Open Subtitles | أنا تسرد كل الأشياء التي يمكن أن الذهاب الخطأ في حفل الزفاف. |
| Düğünden sonra toparlanmamın biraz vakit aldığını itiraf ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أننى احتجت بعض الوقت للتعافي من حفل الزفاف |
| Gerçekten öğrenmek istediğim, düğünün ne zaman olacağı, eğer lütfederseniz Efendim. | Open Subtitles | الذي أريد معرفته حقا متي سيكون حفل الزفاف,بعد أذنك |
| Herkesin düşkün olduğu şu düğündeki herifle. | Open Subtitles | معَ من؟ مع ذلك الرجل من حفل الزفاف الذي يبدو أنّ الجميع معجبين به. |
| - Pekâlâ. Hangisi için daha heyecanlısın? evlilik mi yoksa balayı mı? | Open Subtitles | حسناً، ما أكثر شيءٍ أنتِ مُتحمّسة له، حفل الزفاف أمْ شهر العسل؟ |
| Sizlere düğünle ilgili aklıma gelen bir şeyi göstermek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعوا، أريد أن اريكم شيئ صغير فكرت فيه من أجل حفل الزفاف |
| düğününe koymak için ikimizden birini seçmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تختار واحد منا ليكون في حفل الزفاف الخاص بك. |
| düğününde de giyebilir miyim? | Open Subtitles | شارلوت، يمكنني ارتداء هذه إلى حفل الزفاف الخاص بك؟ |
| düğünümüze gelmeli. | Open Subtitles | انه يجب ان تكون على حفل الزفاف الخاص بك. |
| Baba, "Nikahı arka bahçede yapıp veledin birini kızartsak ya" diyecekti. | Open Subtitles | حينما يقول الوالد "أيمكنكم إقامة حفل الزفاف في الفناء الخلفي وضعوا بعض النقانق على المشواة؟" |
| Açık konuşmak gerekirse, Molesley, nikahtan sonra daha basit yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | لأكون صادقاً، "موزلي" أريد أن أعيش ببساطة أكثر بعد حفل الزفاف |
| Ama kendi düğününün endişesiyle gidersen, kendi kocası ile ilgili bilgi verebilir. | Open Subtitles | اما اذا ذهبت اليها بمشكلة حفل الزفاف فقد تثرثر بعض المعلومات عن زوجها |