Baksana, bu geceki yemeğe... ..gelsem sıkıntı olur mu? | Open Subtitles | اه اسمع هل سيكون من الجيد اذا حظرت حفل العشاء الليله؟ |
Bunu öğrenmek için de, Holborn'daki yemeğe telefon etti. | Open Subtitles | ولهذا السبب قامت بالاتصال هاتفيًا اثناء حفل العشاء في "هولبورن" |
Holborn'daki yemeğe giden Carlotta mıydı? | Open Subtitles | (كارلوتا آدامز) هي من ذهبت إلى حفل العشاء في "هولبورن" |
Evet,akşam yemeği partisinde olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل عندما تغوط في سرواله في حفل العشاء ذلك |
Akşam yemeği partisinde ne olduysa oldu o günden beri, yüzüme bile bakmıyorlar. | Open Subtitles | هم لا يتكلمون معي , ولا يتواصلون بالأعين وكانوا بتلك الطريقة لأسابيع منذ ليلة حفل العشاء |
Beraber çalıştığımız onca yıl boyunca evime sadece iki kez geldin berbat Akşam yemeği partisi ve diğeri işte. | Open Subtitles | أتدري، طوال السنوات التي عملنا فيها سوية أتيت لمكان سكني بالضبط مرّتين يوم حفل العشاء الفظيع و المرة الماضية |
Leydi Edgware'in de, Holborn'daki yemeğe gerçekten katılmış gibi tüm ayrıntıları öğrenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | تعلم الليدي (إدجوير) جميع التفاصيل التي يجب أن تعلمها إذا ارادت أن تدّعي أنها في الحقيقة تحضر حفل العشاء في "هولبورن" |
Ben hep, Carlotta Adams'a, Jane Wilkinson rolünü oynaması için para verildiğini ve gerçek Jane Wilkinson'in, Holborn'daki yemeğe katıldığını düşünüyordum. | Open Subtitles | طوال الوقت كنت أعتقد أنه قد دُفع لـ(كارلوتا آدامز) لتلعب دور (جين ويلكنسون) بينما كانت (جين ويلكنسون) الحقيقية تحضر حفل العشاء في "هولبورن" |
Bir Akşam yemeği davetinde, savaşta Çekoslovakya'da sınır devriyesindeki Alman askerleriyle ilgili bir hikâye duymuştum. | Open Subtitles | سمعت قصة في حفل العشاء عن الجنود الألمان في دورية الحدود في جمهورية التشيك خلال الحرب. |