Bir arabayı yerden kaldıracak kadar güçlü bir dev manyetik alan içindeyim. | Open Subtitles | إنني داخل حقل مغناطيسي كبير وقوي بما يكفي لرفع سيارة فارغة من سطح الأرض |
Bunlar laboratuar civarında manyetik alan oluştuğunun belirtileridir. | Open Subtitles | دليل على وجود حقل مغناطيسي تم توليده قرب المختبر |
4 milyar yıl önce veya daha öncesinde Mars üzerinde küresel bir manyetik alan mevcuttu. | Open Subtitles | حقل مغناطيسي كروي حول المريخ منذ 4 بلايين سنة |
Bu düğmeyi çekince saat hiper- yoğun bir manyetik alana dönüşüp uzun erimli bir kurşunu bile saptırabilir, | Open Subtitles | عندما اسحب هذا الزر سيدي تتحول الساعة إلى حقل مغناطيسي قوي جداً إلى درجة انة يستطيع إبعاد رصاصة أطلقت علي |
süper iletkenin görünen manyetik alanın üzerinde ikinci bir manyetik alana neden oluyor. | Open Subtitles | وجود مغناطيس في الأعلى يحدث حقل مغناطيسي ثانوي ضمن قابلية الوصل الكهربي |
Bir gezegenin manyetik alanı kutuplarından doğar.Burası en güçlü olduğu yerdir. | Open Subtitles | حقل مغناطيسي للكوكب انبعث من الأقطاب.إنه الأكثر حدّة |
Bu nihayetinde mikro-robot bacağı olacak şeyi gösteriyor ve silikon kauçuk eklemleri görebilirsiniz. Orada harici manyetik alanla hareket eden gömülü bir mıknatıs bulunuyor. | TED | هذا يوضح ما سيكون جزء من ساق لروبوت دقيق الحجم، ويمكنك أن ترى مفاصل السيليكون المطاطية وهناك مغناطيس مضمن يتم تحريكه بواسطة حقل مغناطيسي خارجي. |
Bu ayı Nixon hükümetinden beri ölü yine de olağanüstü bir manyetik alan yayıyor. | Open Subtitles | إن هذا الدب متوفي منذ أن كان نيكسون يدير المكان و يطلق حقل مغناطيسي غير عادي |
Dr. Todd, cihazınız depoda manyetik alan yaratan başka bir prototipin yanındaydı. | Open Subtitles | دكتور (تود) لقد تم تخزين أداتك بجانب جهاز يمكنه توليد حقل مغناطيسي |
- Sanırım manyetik alan oluşturdunuz. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستقوم بتوليد حقل مغناطيسي ؟ |
Metalle girilmez. Güçlü manyetik alan. | Open Subtitles | حقل مغناطيسي قوي يمنع إدخال المعادن |
Yani bunun anlamı, burada bir manyetik alan vardı. | Open Subtitles | هذا يعني بأنه كان هناك حقل مغناطيسي |
manyetik alan içinde mutlu mesut yaşayabilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أَعِيشَ بسعادة جداً في a حقل مغناطيسي. |
Galiba güçlü bir manyetik alana maruz kalmış. Elektromanyetik şok dalgası olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنها تعرّضت إلى حقل مغناطيسي قويّ |
Sadece manyetik alanı çalıştırdım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنه فقط حقل مغناطيسي نشط لا شئ يدعو إلى القلق |
Güneş'ten daha uzakta bile olsa ne Dünya gibi manyetik alanı ne de onu koruyacak bir ozon tabakası vardır. | Open Subtitles | على الرغم من انه أبعد كثيراً ، على عكس الأرض ، فإنه لا يوجد لديه حقل مغناطيسي ولا طبقة أوزون لتحميه |
Mars'ın bir manyetik alanı yok, şimdi neredeyse hiç atmosferi yok. | Open Subtitles | المريخ الآن بلا حقل مغناطيسي و تقريبا" بلا غلاف جوي |
Ayrıca, Pioneer gezegenden dışarıya 11 milyon kilometrelik bir yayılma gösteren geniş bir manyetik alanla karşılaştı. | Open Subtitles | صادف "الرائد" أيضا حقل مغناطيسي واسع يمتد لـ 7 مليون ميل خارج الكوكب |