Anlaşma, biyolojik anne-babanın çocuklarını görme haklarını terk etmek zorunda kalacaklarını belirtiyor, yoksa... | Open Subtitles | القرار ينص على آباء الولادة يجب أن يتخلوا عن حقهم بالزيارة ، إلا |
Alabama'da şimdi zenci erkeklerin yüzde 34'u oy verme haklarını ölene kadar kaybetti. | TED | الآن في آلاباما ٣٤ بالمائة من السكان الذكور السود فقدوا حقهم في الإنتخاب إلى الأبد. |
Bazı medya kuruluşlarının haklarını kötüye kullanmaları çok feci. | Open Subtitles | إنه لمن المؤسف حقاَ أن بعض وسائل الاعلام يسيئون استعمال حقهم |
bu onların su hakkı, ve eğer bu hakkı deredeki balıkların büyümesi için kullanmak isterlerse, bunu yapmaya hakları var. | TED | هذه هي حصتهم وان كانوا يريدون ان يستخدموا هذه الحصة لكي يساعدوا على انماء الاسماك في الجدول فهذا حقهم .. |
-Bilmem. "Eyaletler arası seyahat etme hakları ellerinden alınıyor" mesela. | Open Subtitles | لا أعلم, لقد حُرموا من حقهم في السفر بين الولايات |
Özgür Valusyalılar yasal olarak köle sahibi olma hakkına sahiptir. | Open Subtitles | الرجال الاحرار من حقهم ان يكون لهم من يخدموهم هذا هو القانون |
Webb ile yaptıkları anlaşmayı dikkate alacak olursanız kararlarınızın onların haklarından önemli olmadığını göreceksiniz. | Open Subtitles | حكمك ليس أكثر أهمية من حقهم حسب الإتفاق مع ويب بالدفاع عن مزارعهم وأسرهم |
Amerikalılar konunun üstüne gitmeye karar verdiler ve Berlin içinde serbest dolaşım haklarını ileri sürdüler. | Open Subtitles | قرر الأمريكيون أن يفتعلوا مشكلة من ذلك ويؤكدوا على حقهم في حرية الحركة داخل برلين |
Şimdiyse ben ailesine bilgilendirilme haklarını çiğnediğimizi söylemek zorundayım. | Open Subtitles | حتى يرد عليك ايثان والآن يجب أن أشرح للعائلة أننا انتهكنا حقهم في أن يكون على علم |
Onlar eşitlikçi değil, onlar yalnızca haklarını geri almak isteyen normal insanlar. | Open Subtitles | . هؤلاء ليسوا ايكواليست هؤلاء أشخاص عاديون يريدون استرجاع حقهم |
Toplu sözleşme haklarını poker fişi gibi öne süremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تُقلب حقهم للمساومة كرقاقة بوكر |
Öyleyse onun duruşmasını diğerlerinden ayıracağım. Çünkü onları suçlayanları çapraz sorguya almak anayasal haklarını ihlal etmek olur. | Open Subtitles | إذاً، إنني أحكم بإنه محاكته تكون منفصلة عن رفاقة لأنهم سوف يحرمون من حقهم الدستوري |
Eğer senin çocuklarının hakları ellerinden alınsaydı farklı bişey mi yapardın? | Open Subtitles | هل ستفعلين شيء آخر اذا نزع من ابنائك حقهم الشرعي ؟ |
Ne olduğunu gördünüz. Doktoru götürmeye hakları yok. | Open Subtitles | رأيتما ما حدث ، لم يكن من حقهم أن يأخذوا الطبيب |
Ama onların da tek elbisemi ıslatmaya hakları yoktu. | Open Subtitles | لكن هل من حقهم أن يُغرقوا فستانى بالثلج وهو كل ما أملك وأحتاجه للعمل |
Eğer yasadışı kazanılan bir şeyleri bulurlarsa, onları almaya hakları vardır. | Open Subtitles | من حقهم تماماً حتى إن فكروا أن يوصلوا الأمر للكسب غير المشروع |
Yasal olarak gitmeye hakkımız var, ama hakkı olmasına rağmen burada tutuklananlar var. | Open Subtitles | لدينا الحق في هذا الرحيل، لكن العديدين هنا احتجزوا بالرغم من حقهم الشرعي. |
Yasal olarak gitmeye hakkımız var, ama hakkı olmasına rağmen burada tutuklananlar var. | Open Subtitles | لدينا الحق في هذا الرحيل، لكن العديدين هنا احتجزوا بالرغم من حقهم الشرعي. |
Ama çalışkan öğrencilerin eğitim hakkına mal olmaya başlarsa orada "Dur" derim. | Open Subtitles | ولكن عندما يمنع الطلاب المجتهدين من نيل حقهم بالتعلم، فإنني أضع حداً لذلك حينذاك. |
Bu tip güzellik yarışmalarının kadın haklarından çok kadınları nesnelleştirmek için olduğunu söyleyenlere cevabınız nedir? | Open Subtitles | ماذا تقولين لمن يقول أن مسابقة جمال مثل هذه المسابقة هى لإرضاء رغبات النساء أكثر منها للبحث عن حقهم ؟ |