Resimdekinin aynısı kırmızı sırt çantası vardı. | Open Subtitles | فيها حقيبةُ ظهرٍ حمراء. تماماً كالتي تحملها في الصورة. |
Pekala, elimizde Russel'ın çantası, ceketi ve açılmış bir kutu Fuschida marka top var. | Open Subtitles | الموافقة، لذا عِنْدَنا حقيبةُ russell، سترته وصندوق مفتوح لfuschidas. |
Travis'in sırt çantası bu. | Open Subtitles | هي حقيبةُ ظهر ترافس. |
Senin cinayet silahıyla birlikte yok etmiş olabileceğin O.J.'nin çantası. | Open Subtitles | حقيبةُ (أو جي) والتي ربما أنت تخلصتَ منها وبها سلاح الجريمة. |
Bir dakika, dur. O, O.J.'nin bana kalmaya gelmeden önce eve götürmem için verdiği giysi çantası. | Open Subtitles | (مهلاً، مهلاً، تلك حقيبةُ ملابس (أو جي والتي سلّمها إليّ |
Senin cinayet silahıyla birlikte yok etmiş olabileceğin O.J.'nin çantası. | Open Subtitles | حقيبةُ (أو جي) والتي ربما أنت تخلصتَ منها وبها سلاح الجريمة. |
Bir dakika, dur. O, O.J.'nin bana kalmaya gelmeden önce eve götürmem için verdiği giysi çantası. | Open Subtitles | (مهلاً، مهلاً، تلك حقيبةُ ملابس (أو جي والتي سلّمها إليّ |
Alet çantası. | Open Subtitles | حقيبةُ عِدَدٍ |