"حقيبة من" - Traduction Arabe en Turc

    • çanta dolusu
        
    • bir çanta
        
    • bir poşet
        
    • bir yığın
        
    • torba dolusu
        
    • neşelendirmek için bir paket
        
    Bir çanta dolusu cinsel donanım getirmişti. Open Subtitles لقد جعلتني اجهز حقيبة من الأدوات الجنسية
    Evet, çünkü yeni arabasıyla, bir sahilde, çanta dolusu elmasıyla sus payını sayıyor. Open Subtitles نعم لإنها على الشاطئ في سيارتها الجديدة مع حقيبة من المجوهرات تعد اموال رشاويها
    30 yıl öncesine ait yüzlüklerle dolu bir çanta vardı. Open Subtitles كانت هناك حقيبة من أوراق الـ 100 دولار جديدة من 30 سنة
    Ve, yanında, saf kokain bulunan büyük bir poşet çıkmasıda, yine büyük şanssızlık. Open Subtitles و من حظك السيء أيضا أننا أمسكنا بك و معك حقيبة من الكوكايين الصافي
    Marvin'in ve diğer insanların da söylediği gibi; "Bilinç bir yığın hiledir." TED وكما قالت مارفين , و كما قال الآخرون الإدراك هو حقيبة من الخدع
    Tadımlık! Evet. Hayır, ağzında bir torba dolusu çük varmış gibi konuşuyorsun. Open Subtitles التذوق! أجل. كلا، أنت تتحدث وكأن هناك حقيبة من القضبان في فمك.
    Ortamı neşelendirmek için bir paket yiyecek ve bir buket çiçek almış. Open Subtitles تحمل حقيبة من الخضروات ...وباقة من الزهور ..لتضيف بهجة على المكان
    Manyağın teki elinde bir çanta dolusu dinamitle buraya girdi. Open Subtitles أنــا! لدينا مجنون بحوزته حقيبة من المتفجرات!
    Tavan arasında bir çanta dolusu silah var. Open Subtitles ثمة حقيبة من المسدسات في السقف
    Çünkü bir çanta dolusu buzum var. Open Subtitles لدي حقيبة من الثلج هنا
    - Bir çanta dolusu plastik tabanca. Open Subtitles حقيبة من الأسلحة البلاستيكية.
    - çanta dolusu para var. Open Subtitles - لدي حقيبة من المال .
    Leo, sana çanta dolusu para verdi. Open Subtitles (ليو) أعطاك حقيبة من المال.
    Aynı içi köpek yavrusu dolu ipekten bir çanta sikmek gibi. Open Subtitles إنها كمضاجعة حقيبة من حرير مليئة بالجراء
    Muhtemelen bir çanta ahlak. Ne olduğuna bakman lazım. Open Subtitles ربّما تلك حقيبة من الأخلاقية، يجب أن تذهب لتعرف ما بداخلها.
    Adli tıp cesedin üstünde bir çanta meth buldu. Open Subtitles حسناً , الطب الشرعي عثر على حقيبة من المخدرات
    Çünkü sende silah dolusu bir çanta ve öldürmek istediğin çocukların listesi olduğunu bilerek karşında durdum. Open Subtitles لأنّي وقفتُ أمامك، أعلم أنّك تحميل حقيبة من الأسلحة وقائمة من الصّغار تودّ قتلهم
    Dinle beni. Çocuk elinde virüs taşıdığını bilmeden bir poşet kokainle ortalıkta geziniyor. Open Subtitles اذا كان ذلك الفتى لديه حقيبة من الكوكايين بها الفيروس وهو لا يعرف...
    ...bir parça esrar, iki silah, bir poşet ilaç ve çocuğun patlama sırasında ve öncesinde orada olmadığını gösteren bir mazeret. Open Subtitles اونصة من المخدر، مسدسان، حقيبة من الحبوب و حجة غيابه تضعه فى الحجز الصباحى قبل و خلال الانفجار
    Çocuk, elinde virüs taşıdığını bilmediği bir poşet kokainle ortalıkta geziniyor. Open Subtitles اذا كان ذلك الفتى معه حقيبة من الكوكايين بها الفيروس وهو لا يعرف...
    (Gulmeler) Gerçek bilinç bir yığın hile değildir. TED (ضحك) الإدراك الحقيقي هو ليست حقيبة من الخدع
    Ucunda bir torba dolusu göz var, ba-ba-babun gözleri, Open Subtitles مع حقيبة من العيون على الجهة الأخرى , با-با-عيون البابون...
    Ortamı neşelendirmek için bir paket yiyecek ve bir buket çiçek almış. Open Subtitles تحمل حقيبة من الخضروات وباقة من الزهور... . ـ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus