Her insan için reddedilemeyecek Tek gerçek vardır. Ölmek için doğarız. | Open Subtitles | هناك حقيقة واحدة يعرفها كل إنسان بأنه وُلد وأنه سوف يموت. |
- Orada pek çok şey söylenmiş, ancak sadece Tek gerçek var. | Open Subtitles | هناك العديد من الكلمات، لكن فقط حقيقة واحدة. |
Birçok beslenme teorisi var ama bence tartışılmaz tek bir gerçek var. | Open Subtitles | هناك نظريات غذائية مختلفة كثيرة، لكنني أعتقد أن هناك حقيقة واحدة أكيدة. |
Sorun şu ki, savaşta basit ve çıplak bir gerçek yok. Tek bir basit, çıplak gerçek. | TED | المشكلة هي أن الحرب لا تملك حقيقة بسيطة واضحة، حقيقة واحدة بسيطة وواضحة. |
O sadece basit bir gerçeği biliyor. Sen erkeksin, o da dişi. | Open Subtitles | هي تعرف حقيقة واحدة هي أنك الرجل وهي الأنثى |
"Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." | Open Subtitles | "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها. |
Evet, Bay Cooper hakkındaki Tek gerçek de düzgün bir adam olduğu. | Open Subtitles | " نعم ، حسناً ، هُناك حقيقة واحدة بخصوص تلسيد " كوبر وهي أنه بريء |
Sadece bir Tek gerçek vardır, kardeşim. | Open Subtitles | هناك حقيقة واحدة فقط، أخّي |
Tek gerçek! | Open Subtitles | حقيقة واحدة. |
Tek gerçek! | Open Subtitles | حقيقة واحدة! |
Çünkü sadece bir gerçek, bir anlam, sorular olmadan sadece cevaplar olunca işler çirkinleşir. | TED | لأن الأشياء تصبح قبيحة عندما يكون لها معنى واحد، حقيقة واحدة فقط اسئلة، و لا أجوبة |
Bugün dünyada tek bir gerçek var. Batıya dön. | Open Subtitles | هناك حقيقة واحدة فى العالم اليوم أنظر إلى الغرب |
İdam cezası hakkında tek bir gerçek var: | Open Subtitles | هناك حقيقة واحدة فقط حول الاستخدام عقوبة الإعدام : |
Baba seni tanımıyorum çünkü bana tek bir gerçek bile söylemedin. | Open Subtitles | أبي، ليس لدي أيّة فكرة عمن تكون لأنك لم تخبرني ابدا حقيقة واحدة |
Sen akıllı bir kızsın. Nasıl olur da, görebileceğin yalnızca bir gerçek olduğunu düşünecek kadar küstah olabilirsin? | Open Subtitles | أنتِ فتاة ذكيّة، كيف يمكنُ أن تكوني ساذجة لدرجةِ تفكيرك أنّ هناك حقيقة واحدة يمكنُكِ رؤيتُها؟ |
Eskiler'in bir deyimini belirtmek için. Yalnızca tek bir gerçek vardır. | Open Subtitles | ثمة حقيقة واحدة وهي أن الكون لا نهائي |
Çünkü Katara, hepiniz acı bir gerçeği göz ardı ediyorsunuz. | Open Subtitles | لأنكِ يا كتارا تتجاهلين حقيقة واحدة واضحة |
Kendime diyorum ki, sadece bir gerçeği bağrıma basabilirim. | Open Subtitles | أقول لنفسي أنه يمكنني أن أحرص على حقيقة واحدة |
"Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." | Open Subtitles | "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها. |