Ebedi hayatın sadece bir rüya değil gerçeklik olduğu bir dünya. | Open Subtitles | في أي الأبدي الحياة ليست مجرد حلم، ولكن حقيقة واقعة. |
Bu muhafızlık, insanlarla ortak yaşamı kalıcı bir gerçeklik haline getirmek için çok uğraş verdi. | Open Subtitles | لقد كافحت هذه العصبة... من أجل جعل التعايش جنبا إلي جنب مع البشر... حقيقة واقعة |
Bilimkurgu gerçeklik haline geliyor. | Open Subtitles | والخيال العلمي أصبحت حقيقة واقعة. |
Onların çok hoş bir gerçeklik anlayışı vardır. | Open Subtitles | ... لديهن إحساس لطيف إنها حقيقة واقعة |
Ama sonra neticede tüm bu çizimleri gerçeğe dönüştürmek zorundasınız. | TED | ولكن بعد ذلك، كما تعلمون، في نهاية المطاف يتعين عليك تحويل جميع هذه الرسومات إلى حقيقة واقعة. |
Çünkü gerçeklik, nasıl algıladığınıza bağlıdır. | Open Subtitles | لأن الإدراك هو حقيقة واقعة. |
Unutmayın, gerçeklik nasıl algıladığınıza bağlıdır. | Open Subtitles | تذكر، التصور هو حقيقة واقعة. |
- Hayır, gerçeklik bu. | Open Subtitles | انها حقيقة واقعة. |
İnsanlar on yıllardır bunu gerçeğe dönüştürmek için çalışsalar da tam olarak bu ideale göre yaşamıyoruz. | TED | وللأسف لم يتحقق ذلك على أرض الواقع، على الرغم من عمل العديد من الناس لعقود لجعل ذلك حقيقة واقعة. |