Anlayışlı olmak gerekir. Şahsi olarak kürtaja karşı olsanız da kadınların seçme hakkı için mücadele edebilirsiniz. | TED | وأيضا التفهم حتى لو كنت ضد الإجهاض شخصياً، بإمكانك مواصلة الدفاع عن حق المرأة في الإختيار |
kadınların plastik cerrahi seçme hakkına dair görüşüm değişse de hayranlarından mektup var. | Open Subtitles | حول حق المرأة بإجراء عملية تجميلية لأنفها لكن لديك بريد معجبين |
Tüm kariyerim boyunca kadınların kendi bedeni hakkında karar verme hakkı için savaştım. | Open Subtitles | لقد ناضلت لأجل حق المرأة بالتحكم بجسدها بكل قوتى لا |
İki: Bir kadının çocuk yapmamayı seçme hakkı ve bunu nasıl önleyeceğini veya hamileliğini nasıl sonlandıracağını seçmesi. | TED | ثانيًا: حق المرأة في تقرير إذا كانت لا ترغبُ في أن يكون لديها طفل وخياراتها المحتملة في منع أو إنهاء الحمل. |
Ve üç: Bir kadının sahip olduğu çocuğa güvenli ve sağlıklı bir ortamda ebeveynlik yapması. Herhangi birinden veya devletten şiddet görme korkusu yaşamadan. | TED | وثالثًا: حق المرأة في تربية أطفالها الحاليين في بيئات آمنة وصحية دون خوف من العنف من قبل الأفراد أو الحكومة. |
Böyle konularda kadının seçme hakkına inanırım. | Open Subtitles | أجـل كنت أؤمـن دائمـا في حق المرأة في الاختيـار |
- İşte geliyor. ...kadınların haklarını korumamız gerekiyor. O kadar da kötü değil değil mi? | Open Subtitles | نحتاج أن نحمي حق المرأة في الاختيار ليس سيئًا، صحيح؟ |
Kölelikten kaçmak, ailesini kurtarmak için her şeyi göze almak, askeri bir saldırıya önderlik etmek, kadınların oy verme hakkını desteklemek... Bunlar Amerika'nın en cesur kahramanlarından birinin başarılarından yalnızca bazıları. | TED | الهروب من العبودية، والمجازفة بكل شيء لإنقاذ عائلتها، وقيادة غارة عسكرية، وتأييد قضية حق المرأة في التصويت، هذه مجرد حفنة من الإنجازات لأحد أكثر أبطال أمريكا شجاعة. |
kadınların oy kullanma hakkı. | TED | حق المرأة في الاقتراع، حق التصويت. |
Benim kutsal eylemlerim yürürlükten kaldırmayı, kadınların oy hakkını aramasını, insan hakları hareketini, Normandiya Çıkarması'nı, Berlin Duvarı'nın yıkımını içeriyor. | TED | وتتضمن دعوتي قائمة من الأعمال المقدسة مثل إلغاء حق المرأة في التصويت، وحركة الحقوق المدنية، وهبوط الحلفاء في نورماندي، وسقوط جدار برلين. |
Bu benim kadınların seçme hakkına gösterdiğim tepki. | Open Subtitles | هذا يتعلق بقضية حق المرأة في الإختيار |
Yardımseverlik, insani değerler, hepsi çok önemli. Ama bunun kadınların kürtaj hakkını sorgulayacak boyuta uzanması mümkün değil. | Open Subtitles | لن نتناقش في حق المرأة بالاجهاض |
kadınların cenin bölgesini aldırma konusunda... | Open Subtitles | إنها قضية شهيرة بخصوص حق المرأة |
O kilisede kadınların kulübü çalışır, ancak , | Open Subtitles | إنها من جمعية حق المرأة في الكنيسة لكن |
kadınların seçim hakkı falan. | Open Subtitles | حق المرأة في الاختيار وما إلى ذلك |
Film yıldızları ve makyajın arasında kadının seçim hakkından da bahsedeceği tutmuş. | Open Subtitles | بين نجوم الأفلام و نصائح حول الماكياج تحدثت عن شعورها حول حق المرأة في الإختيار. |
Bir kadının seçme hakkı vardır ama benim yok. | Open Subtitles | أنا اعتقد ان من حق المرأة الاختيار لكن ليس لدي هذا الخيار |
Bir kadının, vücudunu istediği gibi kullanma hakkını savunduğunuz için sağ olun. | Open Subtitles | شكراً لدفاعك عن حق المرأة لإستخدام جسدها بأي طريقة ترغب بها |
Bu Malcolm X ve kadının oy hakkını savunanlar ve homoseksüel onur geçitleri. | TED | تلك هي قضايا "مالكولم إكس" و حركة حق المرأة في التصويت و مواكب كرامة الشواذ. |
Gizemli ve zorlu olmak bir kadının hakkıdır dedim. | Open Subtitles | قال ل أنه كان على حق المرأة ليكون صعبا. |