Birisini ölüme mahkum ettikten sonra nasıl yemek yiyebiliyorsunuz? | Open Subtitles | بعد أن حكمت على أحدهم بالإعدام بالكرسي الكهربي أليس من الصعب عليك أن تخرج وتتناول عشائك بعد هذا؟ |
O zaman neden birinin ölümüne hüküm vermiş gibi hissediyorum? | Open Subtitles | إذاً لمَ أحس وكأنني حكمت على شخص ما بالموت ؟ |
Dönüm noktası, Yüksek mahkeme'nin Amerikan vatandaşlarının suçlama olmadan gözaltında tutulmasının anayasaya aykırı olduğuna karar vermesi oldu. | TED | في قضية بارزة للمحكمة العليا حكمت باستمرار إدانة المواطنين الأمريكيين بلا أحكام كانت غير دستورية. |
Tarihte "Bakire Kraliçe" olarak yer edinen Elizabeth, İngiltere'yi 44 yıl yönetti. | Open Subtitles | المعروفة في التاريخ بإسم الملكة العذراء إليزابيث حكمت انجلترا لأربع وأربعين سنة |
Dişi, nehrin bu kısmına beş yıldır hükmediyor. | Open Subtitles | لقد حكمت امتداد النهر لخمس سنوات |
Şirket tehlike altındaydı Ben sadece onun işini yargıladım | Open Subtitles | مصير الشركه كان فى خطر فببساطه حكمت على عملها |
Beni o adada cehennem gibi bir beş yıla mahkûm ettin. | Open Subtitles | لقد حكمت عليّ بقضاء خمسة أعوام جحيمية على تلك الجزيرة. |
65 milyon yıl önce dünyayı sürüngenler yönetiyordu. | Open Subtitles | منذ 65 مليون سنة مضت حكمت الزواحف العالم |
Bu bozulmuş düzende yaşayan toplum, elit bir güç tarafından yönetiliyordu... Hem yargılama hem de verilen cezayı uygulama yetkisine sahip bir güç... | Open Subtitles | وتم السيطرة على المجتمع بالقوة الخاصة الجديدة قوة حكمت بالقوة لتطبيق العدالة والعقاب |
Ömür boyu hapse mahkum ettiğiniz insanlar, beş yıl içinde serbest kalacak. | Open Subtitles | خلال خمسة أعوام... الرجال الذين حكمت عليهم بالسجن مدى الحياة سيطلق سراحهم |
Sefil bir hayat sürüp lanetli bir ölüme mahkum etmeye? | Open Subtitles | حكمت عليّ بأن أعيش بائساً وأموت بهذه اللعنة |
-lkinci olarak Fred Nayeks'i... öldürmekten suçlu bulundunuz ve ömür boyu hapse mahkum edildiniz. | Open Subtitles | لا للجريمة الثانية وهي مقتل جورج نوكاس حكمت المحكمة بالسجن مدى الحياة |
Demokrasi öldükten sonra tanklar ve kurşunlar hüküm sürdü | Open Subtitles | الذبابة و الرصاصة حكمت كما أن الديمقراطية توفت |
Lydia'nın ölçüsüz ve düşüncesiz tavırları yüzünden hepimize ne kadar zarar geleceğini hatta çoktan geldiğini bilseydiniz eminim farklı şekilde karar verirdiniz. | Open Subtitles | اذا كنت مدرك للضرر العظيم الذي نحن به الذي قد نشأ بالفعل بسبب اسلوب ليديا الاحمق والغير حذر! لكنت حكمت بشكل مختلف. |
Aslında, kötü cadı bir varis doğurdu prensi öldürdü ve sonsuza kadar krallığı yönetti. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الساحرة الشريرة استعارت سيفاً و قتلت الأمير و حكمت الإمبراطورية للأبد |
Bu mahkeme, 302 ve 304 bölümlerine göre.. | Open Subtitles | هذه المحكمة حكمت على راغونات سينغ وأسمه المستعار ديشرات سينغ |
Dünyaya onlar hükmediyor. | Open Subtitles | التي حكمت الأرض... |
Onun icraatlarını âdil olmayan bir şekilde yargıladım. | Open Subtitles | لقد حكمت علي أدائه كرئيس بشكلٍ غير منصف |
Rile'ye karşı kamu davasında mahkeme, cep telefonunu incelemek için izin gerektiğine hükmetti. | Open Subtitles | حكمت المحكمة العليا بأنّك تحتاج مذكرة لتفتيش الهواتف الذكية |
Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması beş asır boyunca Ortadoğu'ya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü hızlandırmıştı. | Open Subtitles | بداية الحرب العالمية الاولى اسرعت من نهاية الامبراطورية العثمانية والتى حكمت الشرق الاوسط 500 عام |
Sevmeye değer çocuklarını yargıladın her şeyine mâl olsa bile. | Open Subtitles | لقد حكمت على أطفالك المستحقين للحب حتى ولو كلفك هذا كل شيء. |
Yaşam tarzını seçimini yargıladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | وآسفة لأنني حكمت على خيارك المتعلّق بأسلوب حياتك |