Kolunun burasıyla karşındakinin boğazına yumruğu yapıştırdığında her şey biter. | Open Subtitles | ما تفعله هو أن تضربه في حلقه بجانب ساعدكَ، هكذا. |
Ve o kapıdan çıkarken bile hala boğazını işaret ediyordu. | TED | وكان حينها متجهاً الى الباب, كان مازال يشير الى حلقه. |
boğazından tüp saldık ve son birkaç saattir makine sayesinde nefes alıyor | Open Subtitles | وضعنا انبوبا في حلقه لقد تم وصله بأله تمده بالأكسجين قبل ساعتين |
Boğazı dışında bütün vücudu soğuktu. | Open Subtitles | لذلك سحبته للخارج جسمه كان باردا باستثناء حلقه |
Otopsi uyuşmuyordu, ve Hendrix'in menajeri sigortadan para kazanmak umuduyla Boğazında haplar ve kırmızı şarap olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | التشريح ناقض ذلك، فاعترف مديره بإقحام الحبوب والنبيذ الأحمر في حلقه على أمل أن يقبض بوليصة التأمين يا للروعة. |
- Ne fark eder? - Çünkü bölüm 81'de öldüm ben! | Open Subtitles | -وما الفرق الذى يكون اذا ما كانت حلقه 81 أو لا؟ |
Sen de bir şey yapmayıp sadece dilini onun boğazına kadar soktun! | Open Subtitles | سبينسر لو سمحتي وانت جلستي مثل المخدة المرمية ولسانك في اسفل حلقه |
Bir radyatör hortumu alıp boğazına sokarsak radyatör hortumu alıp boğazına sokalım. | Open Subtitles | إذا استعملنا أنبوب المشعاع وأدخلناه في... نستعمل أنبوب المشعاع... وندخله في حلقه. |
Fırsat budur. Onun boğazına saplanmış küçük bir kesici aletleri var. | Open Subtitles | لديهم أداة تشذيب صغيرة طُعن بها في حلقه. |
O orospu çocuğuna, benimle bir daha konuşmaya çalışırsa boğazını keseceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ ذلك الساقط أنّي سأنحر حلقه لو حاول التحدّث معي مرّة أخرى. |
Elmas konusunda beni faka bastırmayı düşünen piçin, boğazını keserim. | Open Subtitles | و أي وغد يظن باماكانه أن يستغفلني في ماسة, سأقطع حلقه |
Vurduktan sonra boğazını keserek acısına son vermiş. | Open Subtitles | شُقت حلقه بعد إردائه لإخراجه من حالة بؤسه |
Sonra yerimden ayrıldım ve Kirkland boğazından vuruldu. | Open Subtitles | تركت عملى وخرجت من موقعى والوزير أخذ رصاصة فى حلقه |
Hayır, bir tefeciyi boğazından aşağı asit dökmemeye ikna ettim. | Open Subtitles | لا لقد اقنعت احد الرجال ان لا يضع حمض الاسيد داخل حلقه |
Ray'i buraya diz çöktürdüm. Onu iki kez boğazından ve göğsünden vurdum. | Open Subtitles | جعلت راي يركع للأسفل هناك وأطلقت عليه طلقتين في حلقه وصدره |
Boğazı kapanıyor. Nefes alamıyor. Acil durum! | Open Subtitles | حلقه ينغلق لا يمكنه التنفس، الطوارئ، حالاً |
Üst kattaki erkek kurbanın Boğazı kesilmiş. | Open Subtitles | الضحية ذكر ،في الطابق العلوي حلقه مقطوع لماذا هذا غريب ؟ |
Düşünmüyorum. Tek düşündüğüm göğsünde bir delik açmak. Boğazında da bir delik açayım ki sonsuza kadar tek kelime edemesin. | Open Subtitles | إلى أن أغمد سلاحي في صدره وأحشر به ذلك الكلام المخزي في حلقه لأنه نطق بما يسوؤني هنا |
Boğazında plastik bir silah var. Hastaneye gitmeliyiz. | Open Subtitles | هناك قطعة بلاستيكية عالقة في حلقه سنذهب الى المستشفى |
bölüm 17 deki gibi davranmaya başladın, seni rol çalan beygir. | Open Subtitles | أنت تنظر كأنك تمثل فى حلقه 17 أنت لص مشاهد |
Odanızda bekleyin. Sanırım Boğazındaki balgamı temizlemesi biraz zaman alır. | Open Subtitles | انتظري في غرفتك سيستغرق تنظيف حلقه بعض الوقت |
Bay Fisk bölümü internete koyduğundan ek bölüme ihtiyaç olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | قد نشر الحلقه على الانترنت علمنا اننا سنحتاج الى حلقه اضافه |
İki tane yerde, bir tanesi midesinde bir tanesi de gırtlağına takılmıştı. | Open Subtitles | اثنانعلىالأرض, واحدةفيمعدته, و واحدة عالقة في حلقه |
Bileti yoksa, gırtlağını koparırım. | Open Subtitles | سأقتلع رأسه من حلقه إن لم يكن يملك بطاقة_BAR_ |
İçimdeki bu solucanı ezip sonra da kutsal hayatını lanet olası gırtlağından söküp alacağım Leonardo Da Vinci. | Open Subtitles | سأسحق هذه الدودة التي بداخلي ثم انتزاع الحياة المقدسة من حلقه ليوناردو دافنشي |
Sizler, kaybolan Galaxy Quest'in 1982 yılında yayınlanan, iki bölümlük dizinin... 92. bölümünü izleyen ilk kişilersiniz! | Open Subtitles | أنتم أول من يشاهد المجره المفقوده حلقه اثنان وتسعون جزئين منذ أن تم إقلاعها فى عام 1982 |