"حلويات" - Traduction Arabe en Turc

    • şeker
        
    • tatlı
        
    • Sweets
        
    • tatlılar
        
    • çikolata
        
    • şekeri
        
    • şekerleme
        
    • Sweet
        
    • pasta
        
    • şekerci
        
    • kurabiye
        
    • şekerler
        
    • Nuggets
        
    • tatlandırıcılar
        
    şeker, içki ve hatta silahlar, fahiş fiyatlarla piyasada yer alır. Open Subtitles حلويات, خمور حتي الأسلحة كل شئ متاح وكل شئ له ثمن
    Esaret altında yaşamaktansa özgür bir şeker olarak ölmeyi tercih ederim. Open Subtitles إنك تموت و إنت حلويات حرة أحسن من إنك تعيش محبوس
    Çocuklara sürekli yemek ve tatlı taşınacak. Open Subtitles يجب اٍحضار طعام و حلويات للأطفال طوال الوقت
    sen de şeker var,tatlı yiyemezsin ! Open Subtitles لا حلويات ، أنت مريض بالسكر لا يمكنك أكل الحلويات
    Sweets'e doğum gününde ısmarlama sözü vermiştim. Open Subtitles نعم، لقد وعدت حلويات التي أود أن يعاملوه لبعض في عيد ميلاده.
    Rock konserleri, paçavralar, tatlılar, kozmetik ürünleri, sinema: Open Subtitles حفلات موسيقى الروك والخرق, حلويات, ومستحضرات التجميل, فيلم:
    Tanrım, varlığının bir delili olarak, bize cennetten şeker gönder. Open Subtitles يارب اثباة لوجودك أرسل لنا حلويات من الجنة
    Terkedilmiş bir şeker fabrikası. Open Subtitles مصنع حلويات مهجور هذا اسلوبه واين اعتقد اننى وجدت شيئا
    O sade yağ, şeker ve tuz kısıtlamalar koydu. Open Subtitles حلويات ، دهنيات ، وملوحات ، هو يؤمن كل شيء
    şeker değil! Milk Bonz! Open Subtitles لا، ليسوا حلويات , عظام اللبن عظام هشة , صلبة للأسنان
    Şuradaki diğer masada tatlı da var. Open Subtitles هناك آه.. هناك حلويات في الطاولة المجاورة
    Bilirsin işte, bazen insanlara annemden bahsedersin ve onlar da sana para ya da tatlı verirler. Open Subtitles كما تعلم، أحياناً تخبر الناس عن أمنا فيعطونك نقوداً أو حلويات
    Herşey: ayna, mumlar, Kuran, fıstık, tatlı. Open Subtitles كل شيئ : المرآة و الشموع و القرأن و بعض الجوز و حلويات
    Sadece Sweets bana daha yakın geliyor. - Hep ona dönüyorum. Open Subtitles انها مجرد، حلويات يبدو المزيد من الوقت الحاضر بالنسبة لي.
    Muhtemelen sebebi bugün Sweets'in doğum günü olması. Open Subtitles تسبب على الأرجح من حقيقة أن اليوم هو عيد حلويات ".
    Anne bana Delhi'den getirdi baharatlı tatlılar getirmiş Open Subtitles جلبت لي والدة زوجي حلويات بالزنجبيل
    Bana yaşadığı Kudüs'ten bir Ortadoğu yemeği getirdi; ben de ona koşer çikolata getirdim ve "Tanrı Yahudilerden nefret ediyor" pankartı tuttum. TED أحضر لي حلويات شرق أوسطية من القدس حيث يعيش، وأحضرت له شكولاتة كوشير مع لافتةٍ في يدي مكتوب عليها "الرب يكره اليهود."
    Restorana, dükkanımdan yılbaşı şekeri getirdim. Open Subtitles أحضرت بعض حلويات عيد الميلاد من متجري إلى المطعم.
    Bunları apaçık şekerleme rafından alıp çöreğin üstüne yerleştirmişsiniz böylece şekerlemeli çörek olarak gösterebilesiniz. Open Subtitles واضح أنك أخذت حلويات من الرفّ ووضعتها فوق الكعكة، في محاولة لتمريرها على أنها رشّات.
    Upper Sweet Side, NYC. Bu isim bir şey çağrıştırdı mı? Open Subtitles حلويات الجانب العلوي هل يعني لك الاسم اي شيء؟
    Fakat pasta şefi olmak için okula gitmek istiyorum. Open Subtitles لكني أريد أن أذهب للجامعة لأصبح طباخة حلويات
    Benim şekerci dükkanım var ve bunu ilk 30 saniye içinde söyledim. Open Subtitles أنا لدي متجر حلويات وخرج ذلك من فمي، في أول 30 ثانية.
    Tarçınlı kurabiye, kırmızı eşofman üstü. Open Subtitles النرود الغريبة، حلويات القرفة السترة الحمراء.
    Enerji içecekleri, çikolatalar su toplaması için yara bandı ve en sevdiğin şekerler. Open Subtitles مشروبات الطاقة بسكويت بوربارس بعض الاشياء المساعدة للبثور ومفضلتك حلويات الاطفال
    Maple Loops, Granny's Big Fudge Nuggets. Open Subtitles "مابل لوبس"، "حلويات (غرانيز) الكبيرة والملفوفة".
    Aslında, geçen sene NATO buluşmasında aldığım tatlandırıcılar sadece. Open Subtitles في الحقيقة, انها حلويات فقط تذوقناها خلال إجتماع منظمة حلف شمال الأطلسي السَنَة الماضية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus