"حلٌ" - Traduction Arabe en Turc

• çözüm
• çözümü
• çözümüm

anlarsınız ya, 21. yüzyıllık bir probleme 4. yüzyıllık bir çözüm olduğunu söyledim hep.
كما دائمًا أطلق عليه؛ أنه حلٌ من القرن الرابع لمشكلة في القرن الحادي والعشرين،

Gayet kapsamlı fakat bir o kadar da doğrudan olduğu için çoğumuzun aklına yatmayıp ciddiye almadığı bir çözüm?
حلٌ شامل ومباشر أيضاً، و هو مذهل و أن غالبيتنا لم يأخذوه بشكل جدّي؟

Bak, insan yanını kapattığını ve hiçbir şeye değer vermediğini biliyorum. Ama elimizde tek çözüm var.
أعلم أنّكَ أبطلت إنسانيّتكَ وأنّكَ لستَ تكترث، لذا هناك حلٌ واحد

Bitkinin buna dahice bir çözümü var gibi.
وعلى ما يبدو أن للنبات حلٌ عبقري

Senin sorununa başka bir çözümüm daha var.
لديّ حلٌ آخر لمشكلتك

Ben buna mükemmel olmayan dünyadaki mükemmel çözüm derim.
إنَّهُ ما أطلقُ عليهِ حلٌ مثاليٌّ في عالمٍ فظيع

Hepimiz bunun geçici bir çözüm olduğunu biliyoruz.
نعرفُ جميعًا أن هذا هو حلٌ مؤقت.

Hayır, ihtiyacımız olan şey daha güçlü bir çözüm.
لا، لا، ما نطلبه هنا هو حلٌ أكثر تطرفاً

Benzer bir çözüm çok iyi olur.
حلٌ مماثل و سأكون ممتنٌ كثيراً

ve buradaki çözüm, bana göre, bir özel sektör çözümü, genç olmayı tekrar kanuni hale getirmeye çalışan ve bunun ekonomik potansiyelini farkeden bir çözüm, ve burası, BMI hikayesinin konu ile ilgili hale geldiği yerdir.
والحل هنا .. من وجهة نظري هو حل سيأتي من القطاع خاص حلٌ سوف يهدف إلى تشريع العودة إلى الشباب مرة أخرى ويدرك تماما الإمكانيات الاقتصادية من وراء ذلك وهنا تكمن أهمية قصة " بي إم آي "

Bu Cyril'ın şiddet nöbetlerine yönelik uzun vadeli bir çözüm değil.
لن يكونَ هناكَ حلٌ طويل الأمَد لنوبات (سيريل) العنيفة

Bence başka bir çözüm bulabiliriz.
ربما يمكننا أنّ نجد حلٌ آخر.

Daha basit bir çözüm olabilir.
ربما هنالك حلٌ أبسط

O zaman başka bir çözüm var, ama bunu yaparsak Tany suçlanacaktır.
إذن هنالك حلٌ أخر، ولكن إذا قمنا بذلك ستتم محاكمة (تاني)

Alison, bu çok karışık bir durum için geçici bir çözüm sadece.
(أليسون) إنهُ حلٌ مؤقت لموقفٍ معقّد جداً.

Bana güven. Tüm sorunlarımız için bir çözüm var elimde.
ثق بي, لدي حلٌ لكل مشاكِلنا

Her sorunun bir çözümü vardır, öyle değil mi?
دائماً هناكَ حلٌ لكل مسئلة، تعرف ذلك؟

Bunun tek bir çözümü var.
هنالك حلٌ وحيد فحسب .

Beni dinle. Sanırım başka bir çözümüm var.
اسمعيني، أظن أن لدي حلٌ أخر

Daha iyi bir çözümüm var.
لدي حلٌ أفضل