Annem seninle evlenmemin bir hata olduğunu söyledi. Çünkü seni aşırı derecede seviyordum ve... sonsuza dek devam etmeyeceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | والدتي قالت بأن زواجي منك كان حماقةً لأني أحببتك بشدة. |
Ona bu kafeyi açmakla büyük bir hata yaptım. | Open Subtitles | لقد إرتكبت حماقةً كبيرةً بإعطائي له ذلك المقهى |
Bir yerde hata yapmış olabileceğinden endişeleniyorum. | Open Subtitles | أخشى أنّهُ.. قد يرتكب حماقةً في مكانٍ ما. |
Almanya içindeki yolculuğumuzu iptal edilmiş bir macera ve iş gibi hissettim sonra aptalca bir telaşa sürüklendik. | Open Subtitles | الرحلة حول ألمانيا، والتي شعرت أنها مزيج بين العمل والمغامرة . تم إلغاؤها. ثم تصرفنا حماقةً بكل هلع. |
Hayır, davranıyorum. aptalca bir şey yapmadan önce birisinin beni durdurması gerek. | Open Subtitles | بلى، يجب أن يوقفني أحدٌ ما قبلَ أن أرتكبَ حماقةً. |
Bu bugüne kadar senden duyduğum en aptalca şey olabilir. - Ne? | Open Subtitles | ربما يكون هذا أكثر شيء حماقةً أسمعك تقوله |
Bunun hata olduğunun farkına çok çabuk vardım. | Open Subtitles | و أدركتُ سريعاً أنها كانت حماقةً كبيرة |
Bu bir hata değilmiş. | Open Subtitles | لم تكن تلك حماقةً |
Böyle aptalca bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | لا، لن أدعك ترتكبين حماقةً مماثلة |
aptalca birşey yapma. | Open Subtitles | لا تقترفي حماقةً |