| Kendi de aday olabilmek için, Brittany Kurt'ün kampanya müdürü olmayı bıraktı. | Open Subtitles | ولكن بريتني استقالت من منصب مدير حملته لكي تقوم بحملتها الخاصة ايضا |
| Peter'in bir kampanya çalışanı ile ilişkisi hakkında bir gazeteci tarafından sorgulandım. | Open Subtitles | لقد قابلتُ صحفية بسبب موضوع علاقة بيتر الغرامية مع إحدى متطوعات حملته |
| Seçim kampanyasını, kendi gerçeklerini inkar etmeden yürütmek istemiş. | TED | أراد أن يدير حملته الإنتخابية بدون إنكار حقيقته. |
| Yani Başkanın seçim kampanyasına para bulan, dairenin sahibi. | Open Subtitles | هي الشركة التي استأجرت الشقة الخاص بها للرئيس من أجل أن يدير حملته الأنتخابيه لفتره |
| Bana verme, sırtımda taşıdım zaten. | Open Subtitles | لا.. ليس أنا .. لقد حملته طوال طريق العودة |
| İçeri giremezsiniz. Babanız kampanyası için televizyon karşısına çıkacak. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الدُخُول ، أبوك يَظهرُ بالتلفزيون لأجل حملته التجارية |
| İnsanları bilinçlendirme kampanyasında, binlerce, onbinlerce çocuğa, ulaştı. | Open Subtitles | في اطار حملته للتوعية استطاع الوصول الى آلاف المدارس |
| Şimdi bana Dixon'un kampanya organizasyonu tarafından yerini almam önerildi. | Open Subtitles | والان طلب مني ان احل محل ديكسون بواسطة منظمي حملته |
| kampanya parasını zimmetine geçiriyor gibi görünecek. | Open Subtitles | يبدو أنّه يختلس من تمويل حملته الإنتخابية |
| Kendi cemaatinin itirazlarına ve kampanya müdürünün aksi yöndeki tavsiyelerine rağmen... | Open Subtitles | وفعل ذلك على الرغم من اعتراض مجتمعه و مخالفاً لنصيحة مدير حملته الانتخابية |
| Şimdi, sence patronum kiminle anlaşma yapmayı yeğler dersin seninle mi yoksa kampanya destekçisi ile mi? | Open Subtitles | الان باعتقادك مع من يفضل رئيسي عقد اتفاق؟ معك او مع ممول حملته الانتخابية؟ |
| Kesinlikle ve eğer anlamıyorsa kampanya müdürü olarak seni hak etmiyor demektir. | Open Subtitles | بالكامل ، اذا لم يستطع أن يفهماها فهو لا يستحق أن تكوني مديرة حملته |
| kampanyasını mükemmel ailevi değerler üzerine kurmuş bir adam için bu sizin açınızdan oldukça utanç verici olabilir. | Open Subtitles | لرجل حملته مقامة على القيم العائلية هذا سيكون محرجاً لك جداً |
| Sizin gibi insanların kampanyasına yardım etmesinden mutluluk duyar. | Open Subtitles | إنه سيكون سعيد أن يحصل على أُناس مثلك لمساعدة حملته الانتخابية |
| Kahveyle bir savcının karşısında kaldım ve sütyenimde taşıdım. | Open Subtitles | مدعٍ حاصر هذا بين ملف و كوب قهوه و أنا حملته في حمّالة صدري |
| Seçim kampanyası boyunca John F. Kennedy, Komünizme karşı gevşek tutumları ve özellikle Eisenhower'ın füze sayısında aranın açılmasına göz yumması nedeniyle Cumhuriyetçilere yüklendi. | Open Subtitles | ،طوال حملته الانتخابية هاجم جون كينيدي الجمهوريين بسبب موقفهم الضعيف تجاه الشيوعية ولاسيما، بسبب فجوة الصواريخ |
| Nathan, bildiğiniz üzere üzere yakın zamanda Tree Hill Belediye Başkanı seçilen ve aileyi seçim kampanyasında en ön sıraya yerleştiren Dan Scott'ın oğlu. | Open Subtitles | نايثن هو ابن المنتخب حديثاً, العمدة دان سكوت والذي وضع عائلتة المترابطة كـ شعار في حملته الانتخابية |
| Sadece benim için taşıdın. | Open Subtitles | انت فقط حملته من اجلي حتى الآن |
| Benim taşıdığım ortakyaşam Martouf'un eşiydi. | Open Subtitles | السمبيوت الذي حملته كان رفيق مارتوف |
| Onunla Başkanlık kampanyasındaki potansiyel adayları hakkında görüşeceğim. | Open Subtitles | نحن سنناقش بعض المقابلات لأجل حملته الرئاسية |
| Beş dakika kucağımda tuttum ve sonra organlarını bağışladım. | Open Subtitles | Cry anymore ? لقد حملته لبضع دقائق ثم تبرعت بأعضائه |
| Basın bir kere kokusunu aldı mı adaylığı zaten bitecektir. | Open Subtitles | ما ان تشم الصحافة خبرا بهذا فستقضي حملته نحبها مهما كان |
| Bu yıl o seçim kampanyasının tozunu üzerinden silkeledi ve o koltuk için tekrar yarıştı ve bu kez 12 oy farkla kazandı. | TED | هذه السنة نفض غبار الهزيمة عن حملته وترشح مرة أخرى لذلك المقعد وهذه المرة ربح بفارق 12 صوت. |
| Geri çekilir, Haçlı Seferi dağılır ve Türkler, Floransa'yı fetheder. | Open Subtitles | سيتراجع وستنهار حملته الصليبية وسيستولي الترك على إيطاليا |