Benim banyomu kullan. Bir duş al, sabununu ve şampuanını da yanında götür. | Open Subtitles | حسناً ، أستخدم حمّامي سوف تأخذ حماماً باستخدام الصابون و الشامبو |
Buraya gelmek için banyomu terk ettim. Bu büyük bir olay. | Open Subtitles | تركتُ حمّامي لكي آتي إلى هنا و ذلك أمر مهم. |
banyom için biraz sandal ağacı getirebilir misin? | Open Subtitles | إبحث لي بعض من خشب الصندل من أجمل حمّامي |
banyomda postacım var. Biliyor musun? | Open Subtitles | آسفة، هذا وقت غير مناسب لأن ساعي البريد في حمّامي بالأعلى |
Kulaklarından kıl fışkıran aksi adamın teki tuvalette gazetesini okurken kendi banyomun kapısında beklemek isterim. | Open Subtitles | أريد أن أنتظر خارج حمّامي الخاص بينما يكون رجل عصبيّ، لها شعر ينمو في أذنيْه، يقرأ الصحيفة في الحمّام |
Ne? Bu havlu banyoda yerde duruyordu. | Open Subtitles | هذه المنشفة كانت على أرضية حمّامي هل رميتها هناك؟ |
Ve bu cesetten alından DNA'yı benim Banyomdan alınan taraktaki saçlarla karşılaştırdılar | Open Subtitles | لذاقارنواالحمضالنوويللجثّة... بأشعرٍ من مُشطي تمكّنوا أخذها من حمّامي. |
Ama belki yeniden sokak müzisyenlerinin tuvaletimi kullanmasına izin verebilirim. | Open Subtitles | لكن ربّما عليّ أن أبدأ بالسماح لممثّلي الشارع أن يستخدموا حمّامي. |
banyomu onunla paylaşmak zorunda mıyım? | Open Subtitles | هل عليّ أن أتشارك حمّامي معه ؟ |
Aslında, kendi dairemde, kendi banyomu kullanabilmeyi umuyordum. | Open Subtitles | في الواقع , كنتُ أتمنى أن أستخدم حمّامي, فيشقتي... |
Sonra banyomu dağıtmaya başladı. Hap arıyordu. | Open Subtitles | ثم بدأ بتخريب حمّامي باحثاً عن أقراص. |
Benim banyomu hiç doldurmazsın. | Open Subtitles | أنت أبدا لا تسحب حمّامي. |
Çünkü banyomu değiştiriyorum. | Open Subtitles | لأن أَنا إعادة عرض حمّامي. |
Burası benim banyom! banyomda ne yapıyorsun? | Open Subtitles | هذا هو حمّامي ماذا تفعل في حمّامي ؟ |
Ancak banyom hâlâ tamirat istiyor. | Open Subtitles | ولكن حمّامي لا يزال متعطّل |
Bu benim banyom. | Open Subtitles | وهذا حمّامي |
Ben asla banyomda hap saklamam. | Open Subtitles | لم أترك الأقراص أبداً في حمّامي |
Bir tane Damien Hirst banyomda bekleyen. | Open Subtitles | هناك (داميان هيرست), والتي لم أستطع صبراً على إخراجها من حمّامي. |
Oradaki şeylerin tamamı banyomun tamirinden kaldı ve balta da son Noel'de kendi ağacımı kestiğim için orada... | Open Subtitles | نعم، وجميعُ تلكَ الأغراض وضعتها بعد ما أصلحتُ حمّامي. وخليلي السابق من عيد الميلاد الماضي سببه هو عندما قطعتُ شجرتي الخاصة. |
banyoda bir kırbaç var, ve hiçbir ata değmedi. | Open Subtitles | توقف، أنا عِنْدي سوط في حمّامي لمَ يلمَسَّ حصان. |
- Banyomdan uzak dur demiştim. | Open Subtitles | أخبرتُكَ أن تبتعد عن حمّامي |
Air Force Two'da benim tuvaletimi kullanma yeter. | Open Subtitles | فقط لا تستعمل حمّامي على طائرة قوة جويةِ إثنان. |