Fakat teknolojiden vazgeçemezdim çünkü harika bir hayat sürmeme izin verdi. | TED | ولكن لن أتخلى عن التكنولوجيا، لأنها أتاحت لي فرصة عيش حياة رائعة. |
- Bilirsin.. Kucak danslarıyla harika bir hayat.. | Open Subtitles | كان مثل إنها حياة رائعة مع الرقصات اللفة. |
Kendine harika bir hayat kurmuşsun. Çok mutlu oldum. | Open Subtitles | لقد صنعت حياة رائعة لنفسك هذا يجعلني سعيدا |
Bacak kırarak çok iyi bir hayat elde etmiştim. Sonraki gün hastanede uyandım. | Open Subtitles | لقد كنت أعيش حياة رائعة بتحطيمي للأرجل اليوم التالي إستيقظت وأنا في المستشفى |
Beraber iyi bir hayatımız olurdu. Gerçekten güzel bir hayat! | Open Subtitles | كان يمكننا أن نحيا حياة رائعة مع بعضنا البعض |
Ama sokağın karşısındaki sinemada "It's a Wonderful Life" oynuyor bittiğinde işlerin açılacağına eminim. | Open Subtitles | ولكن احياء البيت في الشارع المقابل يعرض حياة رائعة متأكد جدا سننظفه عندما ينتهون |
harika bir hayat hikayesi var ve kesinlikle çok rahat ve güvenli hele de o durumda birine göre | Open Subtitles | لها قصة حياة رائعة وهي مستعدة وواثقة لأقصى درجة |
Eğer şimdi gidersek, yatmadan önce "harika bir hayat" programının sonuna yetişebiliriz. | Open Subtitles | إن غادرنا الآن سنلحق بنهاية فيلم "إنّها حياة رائعة" قبل ميقات نومها. |
- Vay canına. - Gücün kuvvetin yerindeyse harika bir hayat. | Open Subtitles | إنها حياة رائعة إذا لم تؤدي إلى ضعفك |
Eminim ki, 14 Maple Çıkmazı, Daire 4B'de harika bir hayat geçirmiştir. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه يعيش حياة رائعة في " 14 مايبل درايف ، شقّة 4 بي " |
harika bir hayat Sürebilirdi. | Open Subtitles | كان من الممكن أن تكون حياة رائعة |
Birlikte harika bir hayat geçirdiniz, Alan. | Open Subtitles | كان لديكما حياة رائعة مع بعض ،آلين |
Önünde harika bir hayat var. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن لديك حياة رائعة تنتظرك |
Parayı alırdın ve harika bir hayat yaşardın. | Open Subtitles | كان يمكنك أخد المال وعيش حياة رائعة. |
harika bir hayat aslında. | Open Subtitles | انها حياة رائعة في الواقع |
Bana çok iyi bir hayat verdin, | Open Subtitles | لقد وهبتني حياة رائعة |
Pterozorlar çok iyi bir hayat yaşarlar. | Open Subtitles | (تيراسور) تعيش حياة رائعة. |
Burada iyi bir hayatımız olacak. | Open Subtitles | لقد عشنا حياة رائعة هنا |
It's a Wonderful Life, Mr. Smith Goes to Washington. | Open Subtitles | "إنها حياة رائعة"، "السيد سميث يذهب إلى واشنطن". |
"It's a Wonderful Life" filminden Clarence. | Open Subtitles | (كلارنس) من فيلم "أنها حياة رائعة". |