İnsanlar daha fazla yurtdışı karışıklığı değil, iyi bir hayat istiyordu. | Open Subtitles | أراد الشعب أن يعيش حياة طيبة بعيدًا عن أية صراعات خارجية |
Bana daha iyi bir hayat verdiler, ama zevkini çıkardım diye kızdılar. | Open Subtitles | انهم سيعطونى حياة طيبة اكثر من التى عاشوها ثم يقومون برمى اخطائهم على كأننى استمتع بهذا |
Hayır, sorun olmaz, iyi bir hayat yaşadım, duva ettim, fakirlere para verdim, ülkemdeki her şeyimi feda ettim melekler şehri için. | Open Subtitles | لا.. سأكون بخير.. فلدي حياة طيبة فأنا أصلي أحياناً وأعطي نقوداً للفقراء |
"Sakın benim için üzülme. Dolu dolu, güzel bir hayat yaşadım. | Open Subtitles | لا تشعري بالأسى عليّ فقد عشت حياة طيبة وحافلة |
Belki de sağlıklı ve güzel bir hayat yaşayınca yas bu şekilde tutuluyordur. | Open Subtitles | لربما هكذا يبدو الحزن، عندما تعيشين حياة طيبة ومتكاملة |
Kendi evim var, bir hayatım var. | Open Subtitles | عندي حياة طيبة ، و بيت |
Hayatında mutluluklar Bruce Wayne. | Open Subtitles | حياة طيبة يا (بروس واين) |
Sana itaat edeceğim. İyi bir hayat süreceğim. | Open Subtitles | سأتبع وصاياك وسأعيش حياة طيبة |
Ben mutluyum baba. İyi bir hayat bu. | Open Subtitles | أنا سعيدة يا أبي وأحيا حياة طيبة |
Ama çoğu kişi iyi bir hayat geçirmedi. | Open Subtitles | لكن العديد من الناس لا يعيشون حياة طيبة |
Yine de iyi bir hayat sürebiliriz. | Open Subtitles | لا يزال بإمكاننا أن نعيش حياة طيبة |
Sana itaat edeceğim. İyi bir hayat süreceğim. | Open Subtitles | سأتبع وصاياك وسأعيش حياة طيبة |
Harika. Hemen geliyorum. İyi bir hayat dilerim! | Open Subtitles | رائع، سأكون عندك حالاً حياة طيبة لك! |
Babam benim için iyi bir hayat yaratmaya çalıştı. | Open Subtitles | حاول والدي خلق حياة طيبة من أجلي هنا... |
Özgür olmama, güzel bir hayat sürmeme dayanamadı... ben de onu öldürdüm. | Open Subtitles | انه لم يستطع تقبل رؤيتي حرا، أعيش حياة طيبة... ... لذلك أنا قتلت الأبله. |
O'nu Amerika'ya götürüp güzel bir hayat vermek için. | Open Subtitles | وتعود به لأميركا وتمنحه حياة طيبة |