"حياتها كلها" - Traduction Arabe en Turc

    • Bütün hayatı
        
    • Bütün hayatını
        
    • hayatı boyunca
        
    • Tüm hayatı
        
    • Tüm hayatını
        
    • hayatıydı
        
    Sadece bir kaç hafta içinde Bütün hayatı boyunca yiyeceğinden çok daha fazla tahıl demek oluyor. TED كمية من الحبوب في اسبوعين اكبر ممما قد تأكلها في حياتها كلها
    Sanki Bütün hayatı, bu ana bir hazırlık niteliğindedir her şeyi değiştirecek olan bu kaçınılmaz ana. Open Subtitles وكأنها فى حياتها كلها كانت تتحاشى تلك اللحظة هذا اللقاء المحتوم الذى يغير كل شئ
    Bütün hayatını iyi bir Katolik olarak geçirmedi. Open Subtitles لكنها لم تقض حياتها كلها ككاثوليكية محترمة
    Dikkatli olmalı yoksa Bütün hayatını bekleyerek geçirebilir. Open Subtitles و لكن اذا لم تكن حذرة، فسوف تمضي حياتها كلها في الإنتظار.
    hayatı boyunca korku içinde yaşadı. Peki niçin? Open Subtitles لقد عاشت حياتها كلها قلقة حتى الموت ومن أجل ماذا؟
    - Tüm hayatı silinmediği için oldukça şanslı. Eğer bu altıncı dereceden bir sarsıntı olsaydı, bizde çifte cinayeti araştırıyor olurduk. Open Subtitles أنها محظوظة أن حياتها كلها لم تتلاشي لو كان هذا إرتجاج من الدرجة السادسة
    Ve şuanda Tüm hayatını geride bırakıp New York'a doğru yola çıkıyor adamım Open Subtitles وقد تركت حياتها كلها, لتبدأمن جديد في نيويورك
    Karımın Bütün hayatı ona deli diyen insanların arasında geçti,bunu anlamalısınız. Open Subtitles عليكما أنتما الإثنان أن تفهما بأن زوجتي عاشت حياتها كلها محاطة بأناس يقولون عنها مجنونة
    Bütün hayatı bunun içinde.. Open Subtitles عمليا كانت حياتها كلها في هذا الشيء.
    Bütün hayatı boyunca onu izledim ve şimdi o burada... Open Subtitles خلال حياتها كلها كنت اتعقبها ... والأن هي هنا ، و
    Oğlunun eve dönmesini dilemek neyse. Bütün hayatını çöpe attı. Open Subtitles شتّان ما بين تمنّي عودة ابنها إلى البيت وهدر حياتها كلها
    Bütün hayatını, asla bulamayacağı birini aramakla geçirecek. Open Subtitles ستمضي حياتها كلها بحثاً عن إنسان لن تجده أبداً
    buraya yeni taşındık, Bütün hayatını kökünde değiştirdi öylece çekip gidemem Open Subtitles نحن فقط انتقلت هنا، وانها اقتلعت حياتها كلها. أنا لا يمكن أن تترك.
    O hayatı boyunca hiç sigara içmemesine rağmen 8 ay önce akciğer kanserinden ölmüş. Open Subtitles لم تتدخن سيجارة واحدة في حياتها كلها حتى تموت من سرطان الرئة منذ ثمانية اشهر
    O kadın hayatı boyunca bir kurban olmadı. Open Subtitles تلك المرأة لمْ تكن ضحيّة قط في حياتها كلها.
    Annem hayatı boyunca 2 adamla çıktı, ikisini de çok iyi tanıyorum. Open Subtitles واعدت أمي رجلين في حياتها كلها, اثنين ممن عرفتهما جيداً جداً.
    Tüm hayatı tasarruf üzerineydi. Open Subtitles أعني أنّ حياتها كلها عن توفير المال.
    Seni kafanı kullanman için yetiştirdim ve o Lucy'nin Tüm hayatı planlanmıştı. Open Subtitles لقد ربيتك على استخدام عقلك، وهذه (لوسي) أصبحت حياتها كلها خارج المخطط.
    Tüm hayatını suda geçirmiş biri için oldukça tuhaf. Open Subtitles أجل، ذلك يبدو غريباً قليلاً لإمرأة تمضي حياتها كلها على الماء.
    Tüm hayatını evde geçirmiş. Open Subtitles تعيش حياتها كلها في هذا المنزل
    Onlar bütün hayatıydı, göt herif. Open Subtitles هذه كانت حياتها كلها ايها اللعين؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus