hayatını kurtardıklarına ve bir katili yakalamasına yardım ettiklerine yemin ediyor. | Open Subtitles | أنهما أنقذا حياتها و ساعداها في القبض على قاتل |
Biz onun hayatını kurtaracağız, o da bizim bu adadan kurtulmamızı sağlayacak. | Open Subtitles | لذا فسننقذ حياتها و ستساعد هي على إنقاذنا |
Ve biz pilcin hayatını kurtarmaya gidiyoruz, ve piliçte bizi buradan kurtaracak. | Open Subtitles | لذا فسننقذ حياتها و ستساعد هي على إنقاذنا |
Deneyim kazansın diye hayatını mahvetmesine izin mi verelim? Ne oldu sana? | Open Subtitles | و تدعها تدمر حياتها و ذلك فقط كي تجرب ؟ ماذا حدث لك؟ |
Acil doktorları onun hayatını kurtaramamışlar ama içindeki hayatları kurtarmayı başarmışlar. | Open Subtitles | الأطباء قالوا أنهُم لا يستطيعون إنقاذ حياتها و لكن لكنهم تمكنوا من إنقاذ الأرواح التى بداخلها. |
Ben rütbelerle uğraşıp meşgul olurken o da hayatını yaşıyordu ve farkına bile varamadan Josh ile tanıştı. | Open Subtitles | عندما انضممت إلى صفوف وكنت مشغوله وقد بدأت حياتها و في ذلك الوقت التقت جوش |
Bir kadın için hayatını ve onurunu korumanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت هذه الطريقة الوحيدة لأمرأة لتدافع عن حياتها و كرامتها |
Kendi hayatını yaşıyor... ve ben neler olacağını tahmin etmekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | انها تعيش حياتها ... و انا احصل على متعة التخمين ماذا هذا يقول ... |
hayatını değiştirdi ve geçmişe sünger çekti. | Open Subtitles | أرادت تغيير حياتها و ترك الحياه القديمه |
hayatını çözümlemekle uğraşmadığım zaman Marnie'yle takılmak da güzel oluyor ama sürekli çözüm halindeyiz ne yazık ki. | Open Subtitles | و أنه من الرائع تواجد "مارني" بجانبنا لن أقوم بحل مشاكل حياتها و التي على طول الوقت |
hayatını korkarak yaşamamalı. | Open Subtitles | هي لا تحتاج أن تعيش حياتها و هي خائفة. |
Cassie hayatını mahvetti, kardeşi Ashleigh de kurtardı. | Open Subtitles | كاسي) ضيعت حياتها) و أختها (أشلي) قامت بإعادة تدويرها |
Bu hikaye onun hayatını kurtarabilir. Juarez'deki sayısız kadının hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | هذه القصة قد تنقذ حياتها و حياة العديد من النساء في (ووريز) |
Bu hikaye hem onun, hem de Juarez'deki daha pek çok kadının hayatını kurtarabilirdi. | Open Subtitles | هذه القصة قد تنقذ حياتها و حياة العديد من النساء في (ووريز) |
Şimdi yapmamız gereken tek şey Daphne'yi bulup, hayatını kurtarmak ve bana aşık olmasını sağlamak. | Open Subtitles | , (علينا الآن أن نجد (دافني , لانقاذ حياتها و أجعلها تغرم بي |
Tüm bildiğimiz, bu gece Agatha Christie'nin hayatını kaybedip geçmişin değişeceği. | Open Subtitles | قد تكون هذه الليلة التي تفقد فيها (أغاثا كريستي) حياتها و يتغير التاريخ |
Çünkü çoğu insan sadece bir aydır tanıdığı biri uğruna hayatını arkasında bırakıp California'ya çekip gitmez Sam, işte sebebi bu. | Open Subtitles | لأن أغلب الناس لا تترك حياتها و تغادر إلى كاليفورنيا مع شخص عرفوة لمدة شهر فقط (سام) ، هذا السبب |
hayatını, dudaklarını. | Open Subtitles | . حياتها و شفاهها |
Onun hayatını ve benim partimi mahvettin. | Open Subtitles | لقد دمرت حياتها و حفلتي ايضا |
hayatını al ve kalbin özgür olacak. | Open Subtitles | أنهي حياتها و قلبك سيكون حرً |