Ayrıca sıradışı yetenekler kullanıyorlar sıradışı durumlarla başedebilmek için günlük hayatta. | TED | أيضاً يستخدمون مهارات استثنائية للتعامل مع الحالات الإستثنائية في حياتهم اليومية |
günlük hayatlarında mücadele eden parasız iş adamlarını hedef alıyor. | Open Subtitles | انه يستهدف رجال اعمال محبطين و يعانون في حياتهم اليومية |
Hastalar bandajlamayı kendileri öğrenirler sonra günlük hayatlarının tüm aktivitelerine katlanırlar. | TED | يتعلم المرضى القيام بذلك بأنفسهم ثم يمكن للمرضى القيام بكل نشاطات حياتهم اليومية. |
Burası hayatlarının bir parçasıydı. | TED | كان مجرد جزء لا يتجزأ من حياتهم اليومية. |
Ama, bir matematik profesörü olarak şunu söyleyeceğim ki, çok az insan kalkülüsü günlük yaşamında bilinçli, anlamlı bir şekilde kullanıyor. | TED | ولكنني هنا لأقول، كبروفيسور رياضيات أن عدد محدود جدا من الناس يستخدمون التفاضل والتكامل بطريقة واعية و مفيدة في حياتهم اليومية |
Bu tablo size onların günlük hayatı hakkında biraz bilgi verir. | Open Subtitles | لكن هذا العرض يعطيكم فكرة عن حياتهم اليومية |
İnsanların bazı gerçeklere saplanmadan günlük hayatlarını sürdürmelerini sağlıyorlar. | Open Subtitles | في نفس الوقت يسمح للناس بعيش حياتهم اليومية دون الوسوسة بإصرار في هذه الأمور هذه الوقائع |
günlük hayatları ve sanatlarındaki kutsallık hissi sonsuzluk hayaliyle yapıldıkları için vardır. | Open Subtitles | الإحساس المقدس كان . . في حياتهم اليومية و في فنهم أوحى للعقل بالخلود |
Herkes günlük yaşamında kapana kısılmış hissedebilir. | Open Subtitles | الجميع قد يشعرون بأنهم محتجزون أحياناً في حياتهم اليومية |
Çünkü burada yaşamaya çalışan bir grubun günlük hayatlarına güvenle dönebilmeleri için tek yol. | Open Subtitles | لأن تلك الطريقة لمجموعة من الناس تحاول العيش هنا بآمان في حياتهم اليومية |
Bunları yaptıktan sonra bunun nasıl işlediğini günlük hayatta değilde gerçekten ihtiyaç olan anlarda takip ediyoruz. | TED | وعندما نقوم بذلك ما يمكننا فعله أن نتّْرقب ما سيحدث ليس فقط في حياتهم اليومية وكان في أشد الظروف تطلبا والتي قد يواجهونها. |
günlük hayatın baskısını azaltacak bir şey. | Open Subtitles | شيءٌ يخلّصهم من ضغوط حياتهم اليومية |
İnsanların günlük hayatta sık sık kullandığı eşyalar gibi. | Open Subtitles | التي يستخدمها الناس في حياتهم اليومية , تعلمون مثل ... |
Ne kadar yılmış olduklarını. Böylelikle günlük yaşantılarında ne çeşit duygular hissettiklerini kaydedebiliyoduk. Ve bu yoğun çalışmadan yola çıkarak | TED | ما مستوى إحباطك الآن؟ -- لنتمكن من استشعار أنواع العواطف و الأحاسيس التي كانت تخالجهم في حياتهم اليومية. ومن خلال هذه الدراسة المكثفة |
Bu noktada, merak etmeye başlıyorum. Dünyayı bu şekilde şekillendirebilir olarak görmeleri için ve günlük yaşamlarında kendilerini değişimin temsilcisi olarak görmeleri için insanlara, özellikle de çok şey bilen yetişkinlere ne tür aletler verebiliriz. | TED | و في تلك النقطة، بدأت اتساءل، ما هو نوع الادوات التي يمكن ان نعطيها للناس، خاصة الكبار، الذين يعلمون اكثر من اللازم، حتى يمكنهم رؤية العالم كقبّال للتغيير حتى يروا انفسهم كعوامل للتغيير في حياتهم اليومية. |
Bir toplum düşünün angajman kurallarına sahip olduğumuz benim gibi burada olabileceğine ve geleceğin teknoloji uzmanı olabileceğine inanarak büyüyen çocukların olduğu veya tüm yetişkinlerin bilim ve teknolojinin günlük hayatımızdaki etkilerini sadece anlama yetisine değil, bunları değiştirme yetisine de sahip olduğuna inandığı bir yer. | TED | تخيل مجتمع عندنا فيه قوانين للاتصال حيث يكبر كل طفل مقتنعاً أنه يمكنه الوقوف هنا وأن يكون التقني المتخصص في المستقبل أو حيث كل بالغ يصدق أن عنده إمكانية ليس فقط الفهم بل التغيير كيف العلم والتكنولوجيا تؤثرعلى حياتهم اليومية |
Birkaç yıl önce, insanların mutluluğunu, gündelik hayatlarının her anında, dünyanın her yanından geniş bir çapta inceleyen, daha önce hiç yapamadığımız bir yöntem buldum. Adı, mutluluğunuzu izleyin - trackyourhappiness.org; insanların mutluluğunu gerçek zamanlı izleyen bir iPhone uygulaması. | TED | قبل سنوات قليلة مضت، توصلت إلى طريقة لدراسة سعادة الناس لحظة بلحظة ، أثناء ممارستهم حياتهم اليومية على نطاق واسع في جميع أنحاء العالم ، وهو شيء لم نكن لنتمكن من من القيام به من قبل. يسمى trackyourhappiness.org إنه يستخدم جهاز أي فون لرصد السعادة للناس في ذات اللحظه. |