"حياتي القديمة" - Traduction Arabe en Turc

• Eski hayatımı
• eski hayatıma
• eski hayatım
• eski hayatımdan
• eski hayatımdı
• eski hayatımla
• eski yaşamımın
• Eski hayatımda

Eski hayatımı geride bırakmanın benim için ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı?
هل لديك أدنى فكرة كم كان من الصعب عليّ ان أترك حياتي القديمة خلفي ؟

Eski hayatımı geride bıraktığım için dahada mutlu olmazdım.
لـاـ يمكن أن أكون أكثر سعادة لترك حياتي القديمة ورائي.

eski hayatıma bir daha geri dönmemek için bu dövmeyi yaptırdım.
للتأكد من أنني لن أعود إلى حياتي القديمة لدي ذلك الوشم

ne zaman daha cesur olduğum eski hayatıma özlem duysam sizin kitaplarınızdan okurum.
كلما أرغب في تذوّق حياتي القديمة البشعة أقرأ أعمالك

Eğer sizin için uygunsa bay Slate, tek istediğim eski işim ve eski hayatım.
لذلك ، إذا كان لا بأس معك ، سيد سليت كل ما أريده هو عودتي لعملي القديم و حياتي القديمة

Bu hayattan çıkmak stiyorum. eski hayatımdan.
أُريد الإبتعاد عن هذه الحياة حياتي القديمة

Bu, eski hayatımdı.
هذه كانت حياتي القديمة

Bugün çok güzel başladı. Sanki Eski hayatımı yaşıyorum.
بدأ اليوم بشكل جيد كما لو أن حياتي القديمة عادت

Eski hayatımı tamamiyle unutmadım.
لان نلعب دور السيد والسيده مكماهون لم اتناسى حياتي القديمة بشكل تام

Ya seni seçecektim, ya da Eski hayatımı.
كان علي الأختيار بين حياتي القديمة و أنت

Çünkü Eski hayatımı hatırlamak isteyeceğim.
أنظر، لأنني أريد أن أن أتذكر حياتي القديمة

Ama Eski hayatımı asla geri alamayacağım.
. ولكن لم استعد ابدا حياتي القديمة

Ben Eski hayatımı istiyordum!
لقد أردتُ إستعادة حياتي القديمة فحسب.

Nate, eski hayatıma geri dönemem.
..نايت، لا أستطيع أن أعود إلى حياتي القديمة

Benim değerim 20 milyon dolar ve eski hayatıma dönmek için son dolara kadar verirdim.
أنا؟ حياتي تساوي 20 مليون دولار، وسأستغنى عن أخر ما أملك كي أستعيد حياتي القديمة.

Eski arkadaşlarımla eski hayatıma devam edemezdim.
ما أمكنني عيش حياتي القديمة مع أصدقائي القدماء.

Sanırım artık eski hayatıma dönmeye hazırım.
أظنني مستعداً للعودة إلى حياتي القديمة

Öğrendiğim ve bana gösterdiği şeyler sanki eski hayatım çok uzakmış gibi geliyor.
بعد كل ما علمني إياه، تبدو حياتي القديمة بعيدة عني

Eskiden, eski hayatım, büyük evim--
في ذلك الوقت، حياتي القديمة المنزل الكبير؟

Bütün bunların hepsi benim eski hayatımdan, aptalca kendi işimi kurmaya çalışmamdan önce kazandığım paradan kalanlar.
كل هذه الأشياء من حياتي القديمة عندما كنتُ أجني المال قبل أن أقرر بغباء أن أعمل لوحدي

O benim eski hayatımdı.
تلك كانت حياتي القديمة.

eski hayatımla ilgili hatırladığım tek şey çok fazla umut hissi.
ذكرى حياتي القديمة مشحونة بالكثير من الأمل

Hastane eski yaşamımın bir parçası.
المشفى هو جزء من حياتي القديمة

Eski hayatımda başarısız olduğum gerçeğiyle yaşayabilirdim ama yeni hayatımda da başarısız olmaktan çok korkuyorum.
أمكنني أن أتعايش مع كوني إخفاقًا في حياتي القديمة. لكني خفت أن أكون إخفاقًا بحياتي الجديدة.