"حياتي كلّها" - Traduction Arabe en Turc

• tüm hayatım
• Tüm hayatımı
• hayatım boyunca
• tüm hayatımsın
• hayatım paramparça

tüm hayatım boyunca korkudan bir sürü kararlar verdim.
كنتُ أصنع قرارات كثيرة حياتي كلّها إنطلاقاً من الخوف.

tüm hayatım boyunca sizin gibi kadınlarla uğraştım.
لقد تعاملت مع الإناث مثلك خلال حياتي كلّها

tüm hayatım bir şey olmasını beklemek üzerine.
حياتي كلّها. منتظراً.. لشيء ما أن يحدث.

Ben Tüm hayatımı onu mutlu etmek için harcadım ama o benim için denemez bile!
لقد قضيت حياتي كلّها محاولاً أن أجعلها سعيدة لكنّها لم تحاول قطّ من أجلي

Tüm hayatımı bu gerçeği telafi etmeye adadım.
لقد كرّست حياتي كلّها لأكفّر عن ذلك الفعل

hayatım boyunca önüme ne koyulsa onu yaptım. Pek kafa patlatmadım.
أمضيت حياتي كلّها أسلك ما هو أمامي دون التفكير كثيراً بشأنه.

Sen benim tüm hayatımsın.
أنت حياتي كلّها أنت

İşin doğrusu tüm hayatım paramparça olmuş durumda.
في الحقيقة، حياتي كلّها بدأت بالإنهيار.

tüm hayatım boyunca bu şeker işini öğrendim ben.
لقد تعلّمت بأن عمل السكّر حياتي كلّها

Doakes ensemdeyken, tüm hayatım Jekyll, Hyde olmadan.
"فبوجود (دوكس) في أثري، غدت حياتي كلّها (جيكل) من دون (هايد)"

Şöyle yazıyordu, "Sevgili hanımefendi, Tüm hayatımı durmadan karısını döven bir adamın komşusu olarak geçirdim.
كتب، " سيدتي، لقد عشت حياتي كلّها بجانب رجل يقوم بتعنيف زوجته بصفة مستمرة.

Tüm hayatımı gözden geçirmeliyim.
عليّ أن أعيد النظر في حياتي كلّها

Tüm hayatımı seni takip ederek geçirdim.
-قضيتُ حياتي كلّها أتبعك في كلّ مكان

hayatım boyunca seni bekledim ve senin için her şeyi yaparım.
لقد انتظرتٌ حياتي كلّها من أجلك وسأفعلُ أيّ شيءٍ من أجلك

Sen benim tüm hayatımsın.
أنتِ حياتي كلّها

Televizyona çıkıp, herkese benim Dodgers'ın sezonunu yaktığımı söylediğinde hayatım paramparça oldu.
بعد ذهابكَ إلى الصحافة وإخبارالجميع... بأنّي أنا أفسدتُ جزء المرواغات حياتي كلّها دُمّرت.