O güne kadarki en fazla çıkarışım oydu ve bu hayatımı sonsuza dek değiştirdi. | Open Subtitles | لقد كان أفضل شيء قد أنجزته ، وقد غيّر حياتي للأبد |
Ve aynı zamanda hayatımı sonsuza dek değiştirecek bir şey keşfettim. | Open Subtitles | و اكتشفتُ أيضاً شيئاً كان ليغيّر حياتي للأبد |
Bu iyilik, hayatımı sonsuza dek mahvetmeden önceki son şansın. | Open Subtitles | ...مما يجعل هذه فرصتك الأخيرة لتخدمني قبل تدمير حياتي للأبد |
Ve onu hayatımdan sonsuza kadar çıkartabilecek bir planım var. Bana sadece iki hafta ver olur mu? | Open Subtitles | و عندي خطة لإخراجها من حياتي للأبد امهليني فقط أسبوعين، حسناً؟ |
Evet, o adamı hayatımdan sonsuza dek çıkartmak istiyordum. | Open Subtitles | نعم، كنتُ أحاول أن أخرجَ ذلك الرجل من حياتي للأبد |
Bir arabanın direksiyonuna geçtim ve hayatım sonsuza kadar değişti ve bunu geri alamıyorum. | Open Subtitles | لقد توليت قيادة السيارة وفي غضون عشر دقائق تغيرت حياتي للأبد.. ولا يمكنني التراجع عن هذا.. |
Damon hayatımdan temelli çıkmadan asla mutlu olamayacağım. | Open Subtitles | لن أسعد أبدًا إلّا حين يبارح (دايمُن) حياتي للأبد. |
Sonra hayatımı sonsuza dek değiştirecek o kararı verdim. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك إتخذت القرار الذي سيغير حياتي للأبد |
Ama bugün farklıydı. hayatımı sonsuza dek değiştirecek bir şey olmak üzereydi. | Open Subtitles | هذا اليوم كان مختلف كان هناك شيء على وشك الوقوع سيغير حياتي للأبد |
Herşey yoluna girerken karar verme vaktimin geldiğini anladım hayatımı sonsuza dek değiştirecek bir karar. | Open Subtitles | مع كل ما يجري، قررت اتخاذ القرار الذي سيغير حياتي للأبد |
hayatımı sonsuza dek değiştiren insanla tanıştım. | Open Subtitles | التقيت بالشخص الذي غير حياتي للأبد |
hayatımı sonsuza dek değiştirecekti. | Open Subtitles | هو الذي غير حياتي للأبد |
hayatımı sonsuza dek değiştirecek gün olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | الذي سيغير حياتي للأبد |
Soğuk bir Londra akşamında hayatımı sonsuza dek değiştirecek adamla tanışacağımdan bihaberdim. | Open Subtitles | ما كنت أعرف أن في أحدى ليالي (لندن) الباردة كنت على وشك اللقاء بالرجل الذي سوف يغير حياتي للأبد. |
O benim hayatımdan sonsuza kadar çıkmadan önceki son şansım bu. | Open Subtitles | هذه فرصتي الأخيرة قبل ان تخرج من حياتي للأبد. |
Buradan ve hayatımdan sonsuza dek çıkıp gitmeni sağlayacak bir şey mi? | Open Subtitles | شيئًا سيجعلكِ تخرجين من هنا ومن حياتي للأبد |
hayatımdan sonsuza kadar. | Open Subtitles | اللعين ذهب بعيداً ... بعيدا عن حياتي للأبد |
Ve hayatımdan sonsuza kadar çıkacak. | Open Subtitles | ليذهب لنيويورك ويخرج من حياتي للأبد |
Richard Parker, benim vahşi arkadaşım, ... beni hayatta tutan o korkunç şey hayatımdan sonsuza kadar çıktı. | Open Subtitles | و هكذا، ريتشارد باركر رفيقي الشرس ...المخيف، الذي أبقاني حياً أختفي من حياتي للأبد |
Ve bu çağrı ile hayatım sonsuza kadar değişecekti. | TED | كانت المكالمة التي غيرت حياتي للأبد |
Damon hayatımdan temelli çıkmadan asla mutlu olamayacağım. | Open Subtitles | لن أسعد أبدًا إلّا حين يبارح (دايمُن) حياتي للأبد. |