Belki olması gereken yer orasıdır ve belki orada dünyanın düz olmadığını keşfedebilir. | Open Subtitles | ربما ذلك حيث يجب أن يكون وربما هناك سيكتشف أنّ.. الأرض ليست مسطحة؟ |
Daha verimli araçlar edinmek de olsa, ya da yeni tür araba ve yeni yakıtların kullanımını başlatmak da olsa, olmamız gereken yer burası. | TED | سواء بإيجاد عربات أكثر كفاءة وبناء أنواع من الأسواق لسيارات جديدية ووقود جديد في الطرق هذا حيث يجب أن نكون |
Gitmemiz gereken yer bu. yapabilir misin? | Open Subtitles | ذلك حيث يجب أن نذهب هل بالإمكان أن تعملة؟ |
Neredeyse bitti, çünkü antilopların hepsi olması gereken yerde sayıca güvendeler. | TED | الآن نحن قريبون جداً لأن الحيوانات البرية كلها حيث يجب أن تكون مع الأمان بعددهم |
Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum, ama şu an tam da olması gereken yerde. | Open Subtitles | لا أعرف كيف سينتهي هذا الأمر, لكن حالياً إنها بالضبط حيث يجب أن تكون |
Dört gözle beklemek zorunda olduğumuz şeyin bu korkunç sayılara bakmak olduğu yere nasıl geldik? | TED | كيف وصلنا إلى هذه المرحلة حيث يجب علينا أن نتنبأ بهذه الأرقام المخيفة ؟ |
Ama senin jölen her zaman ortada olması gerektiği yerde kalıyor. | Open Subtitles | لكن الهلام من يدك يبقى في الوسط تماماً حيث يجب أن يكون |
İşte dönmen gereken yer orası. Bu senin doğanda var. | Open Subtitles | حيث يجب أن تعود افعل ذلك بطبيعية ، لأجلك |
Burası tam da olmamız gereken yer bence, ne dersin? | Open Subtitles | هذا الشعور بالظبط حيث يجب أن يكون،أليس كذلك؟ |
Bütün bu beyin çelici, ruh emici zırvalıkların gitmesi gereken yer o! | Open Subtitles | حيث يجب أن توضع هذه المقولات المشوهة للأدمغة ومفسدة الأرواح. |
Toplumumuzda yiyeceğin olması gereken yer burası. | TED | هنا حيث يجب أن يكون الغذاء في مجتمعنا. |
- Tam da kadınların olması gereken yer. | Open Subtitles | أنت حيث يجب أن تكون النساء جميعا، المطبخ! |
Sahi mi? Odaklanmamız gereken yer orası mı? | Open Subtitles | هل حقا ذلك حيث يجب أن يرتكز تركيزنا؟ |
Çalışıyor olman gereken yer yani. | Open Subtitles | حيث يجب أن تكون أنت |
Eğer Frost'la birlikteyse onu güvenli eve götürüyordur. Bizim de olmamız gereken yer orası. | Open Subtitles | لو هو مع (فروست)، فإنّه يأخذه الآن للمأمن، وهناك حيث يجب أن نذهب. |
İşte orada! Deniz orada, tam olması gereken yerde! | Open Subtitles | هذا هو , هذا البحر بالضبط حيث يجب ان يكون |
Beni ışıkta, kenarda, olmam gereken yerde tutuyor. | Open Subtitles | أبقيني مضاءً، على الحافة، إلى حيث يجب أن أكون. |
Olması gereken yerde... kontrolde. | Open Subtitles | إنها حيث يجب تكون , فى غرفة القيادة |
Sağduyulu olan herkesin olması gereken yerde. | Open Subtitles | حيث يجب أن نكون عندما نتصرّف بمنطقيّة |
Başardın. Plastik soda şişesi tam da olması gereken yerde duruyor. - Duvarın arkasındaki delikte. | Open Subtitles | عظيم لقد فعلتها، قنينة الصودا البلاستيكية، حيث يجب أن تتواجد... |
Sakince dur yoksa bileğinin olduğu yere bir dirsek alacaksın. | Open Subtitles | اثبت فى مكانك وإلا فسيصبح لديك مرفق حيث يجب أن يكون معصمك |
Ben de şimdi onu yapıyorum, General, olması gerektiği yerde değil. | Open Subtitles | أنا أفعل ذلك الآن, أيها اللواء ولكنه ليس حيث يجب أن يكون |