Otomatik. Bir şeye ihtiyacınız olur diye ara sıra açılıyor. | Open Subtitles | إنه آلي، يفتح من حين لآخر في حال أردت شيئا |
ara sıra pankost tümörü gelmesini istemem çok kötü bir şey mi? | Open Subtitles | هل من المؤسف أنني أرغب برؤية مصابين بورم بانكويست من حين لآخر |
Bu yüzden Tony, zaman zaman giysi odasının kapısını açmak zorunda kalıyordu. | Open Subtitles | ولهذا من حين لآخر كان يتعين على طوني فتح نوافذ الغرفة للتهوية |
zaman zaman küçük küçük davetler, şehrin bir parçası olduğunu hatırlatır. | Open Subtitles | مخالفة من حين لآخر تجعله يشعر أنه جزء من هذه البلده |
Her neyse, benim için evi arada sırada kontrol etmeni isteyecektim. | Open Subtitles | على أية حال، كنت أتمنّى أن تتفقدي البيت من حين لآخر |
Beni evimden atmaya çalışan serseriler arada sırada buraya gelir. | Open Subtitles | أواجه متجولون هنا, من حين لآخر يحاولون طردي من منزلي |
Bazen kan dökmek de bu denklemin bir parçası olur. | Open Subtitles | من حين لآخر , أراقة الدماء هو جزءا من المعادلة |
sık sık uzak kuzeyde, uzun seferlere çıkardı. | Open Subtitles | ويذهب من حين لآخر فى بعثات طويلة في أقصى الشمال |
Eskiden stres atıp eve ara sıra erkek falan getiriyordun. | Open Subtitles | كُنت تشتعلين حماساً وتجلبين شاباً إلى منزلك من حين لآخر |
ara sıra şefkatli olabilirsiniz, şevkatten ziyade empati , empati ile hareket edersiniz | TED | يمكنك أن رحيماً من حين لآخر, مدفوعاً بالتعاطف مع الآخرين, أكثر من كونه تراحماً حقيقياً. |
Ve kalbimin şarkı söyleme sebebi de tüm bu küçük kırıntılar arasından gözüme, ara sıra, bütünleşmiş, tamamen yenilenmiş bir dünyanın parlaması. | TED | ولو يطرب قلبي, فإن ذلك سببه أن في تلك القطع الصغيرة من حين لآخر, نرى لمحة من الصورة الكبرى , لعالم جديد كلياً. |
ara sıra ziyarete gelen eski bir okul arkadaşı peydahlanmıştı. | Open Subtitles | كان هناك صديق قديم في المدرسة معتاد على زيارتها من حين لآخر ذات يوم وقع بيننا شجار |
Şey. ara sıra dışarı çıkıyor, o da Rusça bir şeyse eğer. | Open Subtitles | إنها تخرج من حين لآخر إذا كان هناك ما هو روسي |
zaman zaman bu telefonları da kullanarak onların gerçekliğinden haberdar olmak istiyoruz. | TED | ونحاول أن نستخدم واحد من تلك الهواتف من حين لآخر لنتواصل مع واقعهم. |
Her genç erkek zaman zaman, rahat bırakılmaya ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | كل شاب صغير يشعر إلى الحاجة ليطلق ما بداخله ويصبح حراً من حين لآخر |
zaman zaman sıçanlarla savaştığım oluyor, ancak son 3 aydır kullanmadım. | Open Subtitles | لقد كنت أستخدمهم من حين لآخر لقتل الفئران , ولكن ليس فى الشهور الثلاثة الأخيرة |
Ancak arada sırada başka insanların da görmesi için bavulunuzu açmanızı umuyorum, çünkü dünyanın size ve taşıdıklarınıza ihtiyacı var. | TED | ولكن من حين لآخر، من حين لآخر فقط، أرجوا أن تفتحوا تلك الحقائب للناس لكي يروا، لأن العالم يحتاجكم ويحتاج ما تحملونه. |
arada sırada beni düşünüyorsan, bana iyi şanslar dene. | Open Subtitles | إذا كنت فكر بي من حين لآخر تمنى لي حظاً سعيداً |
İkimiz de arada sırada ne kadar acı intikam aldığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّه من حين لآخر ممكن أن نكون ضحيّة شخصٌ انتقاميّ |
Alakasız noktalarda bana Orca'lar konusunda, Bazen de hakkımda sorular sormaya koyuldu. | Open Subtitles | بدأ يسألني في ساعاتِ شاذةِ حول اوركا ومن حين لآخر عني. |
Her zaman ve yeniden, sıklıkla değil, ama Bazen, | Open Subtitles | بين الحين والآخر ليس في أغلب الأوقات ، بل من حين لآخر |
Birçok çarpışmada, yalnızca seken vuruşlar olabilir, ama Bazen direkt tam çarpışma meydana gelir. | Open Subtitles | معظم الاصطدامات نلمحها فقط, لكن من حين لآخر هناك اصطدام مباشر. |
- Evet. Tabiî ki Bir süre onu kontrol etmek için sıkı sık gelmen gerekecek. | Open Subtitles | وسيكون عليك المجئ من حين لآخر للأطمئنان عليه |
Arada bir senin için de birilerinin dışarı yemek koyması gerek. | Open Subtitles | شخص ما عليه ترك الطعام لك مرّة واحدة من حين لآخر. |