Bende de koruduğum kişi tehlikede olunca kulağıma fısıldayan bir nöbetçi var. | Open Subtitles | صوتي هو حارس يهمس في إذني، حين يكون من أحميه في خطر |
Yazın yüksek enlemlerde daha fazla güneş ışığı olunca buz tabakaları erir. | TED | حين يكون هناك ضوء شمس أكثر في فصل الصيف في خطوط العرض القطبية، تذوب صفائح الجديد. |
Evet ama eminim ki bir davada aynı fikre sahip iki kafa olduğu zaman daha üstün olunur. | Open Subtitles | أجل, لكني أكيدة من أنه كانت هناك أوقات.. حين يكون لعقلان مشابهان فضلاً بقضيّة ما. |
- Haklı olduğu zaman ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لكنّني أكره ذلك حين يكون محقاً لا، إنّه ليس محقاً |
Çünkü adınız Yosemite Mountain Bear(Yosemite Dağ Ayısı)olduğunda, böyle yaparsınız. | TED | لأن ذلك ما تفعله حين يكون اسمك دب جبل يوسمايت. |
Karton levha üzerinde olduğunda, tam tersi olarak, bu oluşuyor. | TED | حين يكون فوق لوح الورق، والذي هو العكس، يشكل هذا. |
Evde bir çoçuk varken böyle şeyleri unutamazsın. | Open Subtitles | ليس لك أن تنسى أمراً كهذا حين يكون لديك طفل بالمنزل |
Aramızda senin kardinaller olduğu sürece İngiltere çekilmez bir ülke oluyor! | Open Subtitles | أقسم ان العيش في إنكلترا لم يكن يوماً جيدا حين يكون الكرادلة بيننا |
Komiser müsait olunca seni çağıracak. | Open Subtitles | الرقيب سـ يستدعيك حين يكون الوقت مناسباً |
Ben olsam beklerdim, bırakta D'Argo hazır olunca sana gelsin. | Open Subtitles | كنت لأنتظر , دع "دراجو" يأتِ إليك حين يكون مستعداً |
Hipnoz olunca yalan söyleyebilir mi? | Open Subtitles | حين يكون تحت تأثير التنويم المغناطيسي , هل بإمكانه الكذب؟ |
Sevdiğin biri olunca farklı olur. O kafa, en yakın arkadaşından çıkınca yani. | Open Subtitles | حسناً ، الامر مختلف حين يكون شخصٌ تحبيه حين يخرج هذا الرأس من صديقتك المفضلة |
Dayan. Hazır olunca sana açılacaktır. | Open Subtitles | اصبري، سيبوح لكِ بسريرته حين يكون مستعدًّا. |
Ama cebin, boş, yırtık olunca elini içine atınca... | Open Subtitles | ولكن حين يكون الجيب ممزقاً, خالي وتدخل يدك فيه, على ماذا ستحصل |
Bu kasabada olan şeyler o mutlu olduğu zaman gerçekleşiyor. | Open Subtitles | ما يحصل بهذه البلدة هو ما يحصل حين يكون هذا الشيء سعيداً |
Kendi iradesi ile mücadele eder, yani bu gece onu yakalamak için iyi bir şans, dikkatsiz olduğu zaman. | Open Subtitles | إنه يعاني من تأثيره هذا يعني أن الليله أفضل فرصه لأمساكه حين يكون غير مركز |
Eve gelmek güvenli olduğu zaman seni ararım, tamam mı? Daniel? | Open Subtitles | سأتصل بك حين يكون من الأمان أن تعود، حسنًا؟ |
Bu ilişkilerimizdeki sahip olduklarımız ve istediklerimizin nitelik ve niceliği arasında uyumsuzluk olduğunda ortaya çıkar. | TED | و يحدث ذلك حين يكون هناك عدم توافق بين الجودة و الكمية من العلاقات التي لدينا و تلك التي نريدها |
Üç, bu biraz zor fakat çok önemli: İlerleme kaçınılmaz olduğunda sabitlenmeye karar verin. | TED | ثالثاً، وهي خفية على الكثير ولكنها نقطة مهمة: و هي الركون للسكينة حين يكون النمو شيئا مضمونا. |
Hazır olduğunda kolayca yakalayacağını bilerek sadece gözetletecek. | Open Subtitles | سيراقبنا فقط, مدركا إن بمقدوره الإمساك بنا بسهولة حين يكون مستعدا |
Etrafta görgü tanığı varken, konuşabilirim. | Open Subtitles | أنا أتصرّف هكذا حين يكون هناك شهود بالجوار |
Hiçbir şey değişmeyecek. Ona göz kulak olan harika bir babası olduğu sürece değişmez. | Open Subtitles | لن يحدث شيء، ليس حين يكون هنالك أب رائع يرعاه |