Ayrıca, davranışlarında değişmeler görmek istiyoruz, hem duruşma salonunda hem de dışında. | Open Subtitles | وأيضاً نتوقع ان هنالك تغيير في سلوكك سواء بداخل المحكمة او خارجها |
bu odada ki ya da oranın dışında kalan ve her kararlarını kendileri verenlere beyanım; böyle kararları birlikte verebiliriz ve | TED | هذا هو طرحي لكم هذا هو طلبي عند كل صانع قرار في هذه الغرفة أو خارجها |
Ancak, Afrika'ya bakarsanız, kıta dışında yakın akrabası olmayan genetik çeşitin bir elemanı var. | TED | ولكن إن نظرت الى الاختلافات الجينية الموجودة في افريقيا فانك لن تجد لها شبيها خارجها |
Kişiliğimin ve benliğimin tamamiyle farklı iki algısıyla yaşamakla ilgiliydi. Kendi ülkemde kötü adam, dışarıda kahraman. | TED | بل كانت عن طريقة حياة منظورين مختلفين عن شخصيتي، عن نفسي، الشخص الحقير هناك في موطني، والبطل في خارجها. |
Arabanın daha hızlı gitmesinin tek yolu kendinin dışarı atmandır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإسراع هذه المركبة هو إن رميت نفسك خارجها |
Afrikalı Amerikalı kadınları dahil etmek için çerçeveyi genişletmek yerine onların davası mahkeme dışına itiliyor. | TED | بدلًا من توسيع الإطار ليشمل النساء الأمريكيات الأفارقة، المحكمة ببساطة قذفت بقضيتهن خارجها. |
Ben aksini söyleyene kadar, dışındaki her şeyi unutacaksın. | Open Subtitles | وحتى أخبرك بوجود شىء آخر فإنه لا شىء يوجد خارجها .. كابتن لوف أقول لا شىء .. يوجد خارجها |
Aynı zamanda sıtmanın daha çok evlerin içinde mi, yoksa dışında mı olduğunu da bilecektik. | TED | وتمكّنّا أيضا من معرفة أن كانت أغلب إصابات الملاريا تتم داخل المنازل أم خارجها. |
İnsan büyülü bir çember çiziyor çevresine... ..ve kendi gizli oyunlarına uymayan herşeyi bu çemberin dışında bırakıyor. | Open Subtitles | المرء يرسم دائرة سحرية حول نفسه لكي تبقي الأشياء التى لا تتناسب مع ألعابه الخفية خارجها. |
Şam'a giderken, şehrin hemen dışında, gündüz vakti beyaz bir ışık gözlerimi kör etti. | Open Subtitles | وفى الطريق الى دمشق خارجها وفى منتصف النهار ضربنى ضوء ابيض000 أعمانى |
Suyun içinde ya da dışında yaşayan çoğu hayvan için denizin büyük bölümünün donduğu kış ayları en büyük mücadeleyi beraberinde getirir. | Open Subtitles | بالنسبة لمعظم الحيوانات سواء تلك التي تعيش في المياه او خارجها يكون فصل الشتاء حين تتجمد معظم مياه البحر تحديا كبيرا لها |
-Ortada hiçbir şey yok Bir daha nedensiz yere beni buraya getirirsen kafesin dışında değil içinde olursun. | Open Subtitles | , في المرة القادمة إذا أحضرتني إلى هنا بدون أي سبب . سأراك داخل الزنزانه , ليس خارجها |
Sadece helikopterin dışında uçmayı kastetmiyorum. | Open Subtitles | ولا أرمي لمجرد ركوب الحواّمة متدلياً خارجها. |
Kasalarındaki para her saniye ülke çapında ve yurt dışında artar. | Open Subtitles | فأرصدتهم في البنوك تزداد كل ثانية في داخل البلاد وفي خارجها أيضا |
dışında küçük köpükçükleri olan... - ...şu büyük sabun kabarcıklardan birini hayal et. | Open Subtitles | تخيل فقاعة صابون كبيرة مع واحدة من تلك الفقاعات الصغيرة خارجها |
- Tamam. Bu şeyden, içerideyken dışarıda olduğundan daha çok hoşlanıyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد كنت أحب هذا الشيء بداخل بطن أمه أكثر مما أحبه خارجها. |
Sadece savaş alanında değil dışarıda düşmana ve hatta kendi grubunuzda bile. | Open Subtitles | ليس فقط فى ارض المعركة لكن خارجها ضد اعدائك حتى مع قواتك المسلحة |
Sally Legge dışarıda iken falcının çadırına gizlice girer. | Open Subtitles | فقد تسللت الى خيمة قارئة الطالع اثناء وجود سالى ليدج خارجها |
Eğer buranın sahibi olsaydım, ikinizi de dışarı atardım. | Open Subtitles | حسناً، لو كنت صاحب المكتبة لطردتكما خارجها |
Yardımcı Hawes o gece dışarı çıktığında tabancasını karavanında bırakmış. | Open Subtitles | ترك النائب هوز سلاحه في مقطورته عندما خطى خارجها تلك الليلة |
Limitsiz düşünebilen seçkin insanlar haricindeki kişilerin düşünceleri asla bu kanalların dışına çıkmaz. | Open Subtitles | و لا تسمح لنا بالخروج عن المسار و القفز خارجها مثل القلة المختارة القادرين على التفكير بدون حدود |
Ben aksini söyleyene kadar, dışındaki her şeyi unutacaksın. | Open Subtitles | وحتى أخبرك بوجود شىء آخر فإنه لا شىء يوجد خارجها .. كابتن لوف أقول لا شىء .. يوجد خارجها |
Dışarıdan gelen bir ses beni çağırıyormuş gibi pencereye yaklaşıyorum. | Open Subtitles | أذهب للنافذة، كما لو كان .. هناك أحد يناديني من خارجها |