Çünkü özellikle de Amerikan politik kültüründe şöyle değişmez bir inanca sahibiz: Sorun ne olursa olsun alışverişle bunu halledebiliriz. | TED | لأننا لدينا هذا الاعتقاد الراسخ، خاصةً في الثقافة السياسية الأمريكية، أننا نستطيع التسوق كحل لأي مشكلة. |
Bence bu çok, çok önemli, özellikle yaşamınızın bu döneminde. | TED | وهذا ما أعتقد أنه شيءٌ مهمٌ للغاية، و خاصةً في هذه المرحلة التي أنت فيها. |
özellikle açık okyanus girdapları dediğimiz yerlerde çok fazlalar. | TED | إنهم يتواجدون بوفرة خاصةً في ما يسمى بالمناطق المفتوحة للمحيطات. |
Ama bence özellikle Avrupa'da ve bizim bakmamız gereken konu bu. CA: Yani diyorsun ki mantıklı kişiler, | TED | ولكن أعتقد أن هذا هو الشيء، خاصةً في أوروبا وبالنسبة إلينا أيضًا، نحتاجُ للنظر فيها. |
İnsanlar genelde zekâ ile bilinçliliği karıştırıyorlar, özellikle de Silikon Vadisi gibi yerlerde, fakat bu anlaşılır bir şey, çünkü insanda ikisi bir arada işler. | TED | الناس غالباً ما يخلطون الذكاء والوعي، خاصةً في أماكن مثل سيليكون فالي، وهو أمر مفهوم، لأنها في البشر، تعمل سويةً. |
Bu özellikle toplum içinde birlikte yaşama biçimimiz olan sivil yaşam için doğru. | TED | هذا حقيقي خاصةً في الحياة المدنية، كيف نعيش سويًا في مجتمع. |
Kalkıstan en az 45 dakika önce alanda olmanızı öneriyoruz, özellikle yılın bu döneminde. | Open Subtitles | لكننا ننصحك بأن تكون هناقبلها ,ب45دقيقةعلي الأقل قبل الإقلاع خاصةً في هذا الوقت من العام |
İlerlemede hız kaybediyoruz, özellikle savaşta. | Open Subtitles | إننا نفقد القوة الدافعة في كل مكان و خاصةً في الحروب |
Kendine yetmen, özellikle de böyle bir yerde olmana rağmen terbiyeni ve onurunu koruman. | Open Subtitles | لكونكَ صاحِب قرار لاحتفاظكَ، خاصةً في هذا المكان بحِس الأصول و الشرَف |
özellikle yılın bu zamanı hastane... Anlayacağın sorun şu ki geçirdiğim tüm noeller arasında işe yarar sayılabilecek tek Noel 1 4 yaşındayken geçirdiğimdi. | Open Subtitles | أعلم ان المستشفى هي المكان الأخير الذي يريد أحد ان يكون به خاصةً في هذا التوقيت |
özellikle senin çok meşgul olduğun son birkaç yıl. | Open Subtitles | خاصةً في سنواته الأخيرة عندما انشغلت أنت |
özellikle senin çok meşgul olduğun son birkaç yıl boyunca. | Open Subtitles | خاصةً في سنواته الأخيرة عندما انشغلت أنت |
Bu ülkenin desteğini hakkettiğimi düşünüyorum özellikle de böyle çaresiz bir durumdayken | Open Subtitles | أعتقد إني أستحق دعم بلدي خاصةً في هذه الحاله اليائسه |
Ve çok yardımcı oluyor, özellikle böyle korkunç sabahlarda. | Open Subtitles | و هذا يساعدني حقاً خاصةً في صباح فظيع كهذا |
İhtiyar arabam bazen kolayca çalışmıyor özellikle yağmurlu havalarda. | Open Subtitles | يبدو أنّ هذهِ السيّارة .. لاتحبأنتعمل دائماً. خاصةً في المطر |
Oh, gerçek anlamı öyle olmayan şeyleri her zaman söyleriz, özellikle de bizim ailemizde. | Open Subtitles | دائماً نقول شيئ لا نعنيه خاصةً في هذه العائلة |
Tamam, sonuçta öyle olabilir ama fazlasıyla zaman kaybetmiştik;... özellikle bu kadar çok sıcakta. | Open Subtitles | نعم، ربما كان الأمر كذلك، لكن علينا فعلهُ انتظرت طويلاً بما فيه الكفاية خاصةً في هذا الحرّ |
özellikle de her geçen gün karısına daha da benzeyen büyük kızında. | Open Subtitles | خاصةً في ابنته الكبري والتي كلما مرت الأيام، أصبحت زوجته أكثر منها ابنته |
özellikle grup içinde kendimi tanıtma işine sinir oluyordum. | TED | وكرهت تقديم نفسي، خاصةً في المجموعات. |
Ve özellikle de bir kriz anında kendimize odaklanırız. | TED | ونركز على الذات خاصةً في الأزمات. |