| Evet, kasabanın dışına kadar eşlik ettik. korktu ve geri döndü. | Open Subtitles | نعم لقد طاردناها إلى خارج البلده لقد خافت وذهبت إلى سيول |
| Belli ki Nancy Ashton'ı Sherwood olayına karıştırdı, kadın korktu ve onu öldürdü. | Open Subtitles | من الواضح ان ما حدث انه أشرك نانسى اشتون فى عملية شيروود ولكنها خافت فقام بقتلها هكذا |
| -Darlene ondan çok korkmuş. | Open Subtitles | ودارلين خافت منه هل تعتقد بأن دارلين تعرف الزودياك؟ |
| loş ışıkta dur ve zor kadın olma. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت اجلسي في مكان به ضوء خافت ولا تلعبي دور صعبة المنال |
| - Belki Sarah gök gürültüsünden korkmuştur. | Open Subtitles | مالفرق الذي سيحدثه هذا؟ ربما سارة خافت من الرعد |
| Gitmedi, çünkü kovulmaktan korkuyordu. | Open Subtitles | لم تذهب الى الدورة لانها خافت من الهجوم الارهابي عليها |
| Bu, ya bir tuzaktı, ya da başkan eşleri korkup zarar görmemek için kaçmaya karar vermişlerdi. | Open Subtitles | إما أن هذه خدعة ما و إما قد خافت السيدات الأولى و قرروا الهروب و إيقاف خسارتهن |
| Efsaneye göre, Prydian'ın gizemli topraklarında tanrıların bile korktuğu, çok zalim ve acımasız bir kral varmış. | Open Subtitles | كانت هناك أسطورة في أرض البريدان كان هناك ملك قاسي وشرير جدا لدرجة أن الألهة خافت منه |
| Modern film endüstrisine yeni bir soluk getiren bir film. | Open Subtitles | بصوت خافت يمر عبر ضجيج صناعة الأفلام الحديثة |
| Ailesi, dövüp, ilaç verip, bir otobüs durağına bıraktıkları bir kadına yakalanmaktan korkmuştu. | Open Subtitles | و خافت عائلته ان يمسكوا من قبل المرأة التي ضربوها و خدروها وتركوها على المقعد |
| Olay çıkaracağından korktu. | Open Subtitles | لقد خافت أن تقومي بالاتفاق عليها بهذا الموضوع |
| Adamlar televizyonumuzu çalmaya geldiğinde, çok korktu ve ağlamaya başladı. | Open Subtitles | عندما كسر رجل غريب الباب ليسرق تلفازنا. خافت كثيراً ولم تتوقف عن البكاء. |
| - Gerçek şu ki Evan ve Sam korkutucu bir oyun oynadı ve Sam korktu. | Open Subtitles | ما هي الحقائق ؟ الحقائق ان ايفان و سام لعبوا لعبة مخيفة و سام خافت |
| Saldırgan gibi gözükmek istemiyorum ama korkmuş olabilir mi? | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو عدائي لكن هل تعتقد أنها خافت من الزواج؟ |
| Saldırgan gibi gözükmek istemiyorum ama korkmuş olabilir mi? | Open Subtitles | لكن هل تعتقد أنها خافت من الزواج؟ كنا نحب بعضنا البعض |
| Karısı korkmuş ve kız kardeşine taşınmış. | Open Subtitles | و خافت الزوجة ، و إنتقلَت للعيش عند أختها |
| loş ışıkta. Ve tüm gece. Kameran var mı yok mu? | Open Subtitles | شيء في ضوء خافت ، طوال الليل هل لديك كاميرا أم لا ؟ |
| İşte bu yüzden ilk vaazımda ışığın loş olmasını sağlayacaksınız ki hiçbir fotoğrafçı hiçbir kameraman ve hatta inanç sahipleri koyu bir gölgeden, siluetimden başka bir şey göremeyecek. | Open Subtitles | وأيضًا، سترين خلال خطبتي الأولى أن الضوء خافت جدًّا، وأنّه لن يتواجد مصوّرون ولا مصوّرون تلفازيّون، ولا حتّى المؤمنين |
| Ne kadar korkmuştur, tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنى يمكننى أن أرى كيف خافت |
| Derken annem benim yüzünden çılgına döndü çünkü benim de Amy Winehouse gibi falan öleceğimden korkuyordu. | Open Subtitles | وبعدها خافت امي علي كثيرا لأنها كانت خائفة من ان اموت انا ايضا. |
| Bu ya bir tuzaktı ya da başkanların eşleri korkup zararın neresinden dönersek kar demişlerdi. | Open Subtitles | إما أن هذه خدعة ما و إما قد خافت السيدات الأولى و قرروا الهروب و إيقاف خسارتهن |
| Yaşlı savaşçı Lima Times gazetesine gideceğimden korktuğu için çenemi 2 milyon dolara kapattı. | Open Subtitles | السيدة العجوزة خافت بأن أتحدث لذا هيا أسكتتني بإعطائي 2 مليون دولار |
| Kutunun sağ tarafında zayıf bir ışık lekesi görebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تروا لطخة ضوء خافت في الصندوق إلى اليمين. |