Medea Talos'a bir anlaşma sundu: cıvatayı çıkarması karşılığında Talos'u ölümsüz yapacaktı. | TED | عرضت ميديا علي تالوس صفقة: لقد ادعت أنها تستطيع جعل تالوس خالدًا للأبد وفي المقابل يجب عليه أن يزيل المسمار. |
Zaman ilerledikçe, baban yaşlı bir adam olur, ve artık ölümsüz değilsindir. | Open Subtitles | ،الزمن قد ولّى ،أبوكَ أصبح رجلٌ مسن أنت لم تعد خالدًا. |
ruhu ölümsüz değil. | Open Subtitles | الروح، تظهر بأنه حتى العنقاء لا تملك قلبًا خالدًا |
Anlayacağınız üzere, bu kavanozu sadece asla gelişmeyecek ve sanki ölümsüzmüş gibi gelişimi durmuş bebekler için kullanabilirdi. | Open Subtitles | كما ترين، يمكنه فحسب استخدام الجرة من أجل جنين لا ينمو أبدًا جنين خامل عن التطوّر كما لو كان... خالدًا |
Onu Niklaus'un boğazından aşağı itmek ve tekrar ölümlü olduğunu fark ettiği sırada gözlerinin içine bakmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أدكّه في حلق (نيكلاوس) وأُمعن عيناه بينما يُدرك أنّه لم يعُد خالدًا |
Zannedersem bir ölümsüz olarak neden zamanın sona ermesine karşı olduğumu anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | وكما تعلمان، لكوني خالدًا فبوسعكما أن تُدركا أنّي مناهض للفناء |
ölümsüz kalmak ve çürümek veya tedaviyi alıp olduğu yaşta ölmek. | Open Subtitles | إما يظلّ خالدًا ليتعفّن أبد الدهر أو يأخذ الترياق فيموت من الشيخوخة |
Paradoks bana ulasmadan ölümsüz olmaliyim. | Open Subtitles | عليّ الغدو خالدًا قبل أن يصل إليّ التناقض الزمني |
ölümsüz olmaktan sonra gelen en iyi şey. | Open Subtitles | ممنوع اللمس! أفضل شيء مُقبِل لتصبح خالدًا. |
Senin ölümsüz olmanı istemiyordu. Hayatını bir insanınkine bağladı. | Open Subtitles | لم تُردك أن تكون خالدًا فوثّقت حياتكَ بحياة بشريّ ... |
Eşini ölümsüz yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أجعل من زوجك خالدًا |
Pekala bakalım olası ölümsüz fare Tithonus... | Open Subtitles | حسنٌ، اذًا، (تيثينوس) الفأر ...الذي قد يكون خالدًا |
Hamilton ABD'ye ulusal banka verecekti, kalıcı ulusal borç, -kendi lafıyla "ölümsüz" olacağını söylemişti- tarım yerine, ticareti ve üretimi sağlayabilecek bir üretim politikası verecekti, ki tarım tarih boyunca ülkenin birincil zenginlik kaynağıydı. | TED | رغب (هاميلتون) في اعطاء أمريكا بنكًا قوميًا، ديونًا قومية دائمة -- قال بأن الأمر سيكون "خالدًا إلى الأبد" هذه عبارته -- وأن سياسة التصنيع التي ستمكنُ التجارة والتصنيع أكثر من الزراعة، حيثُ كانت الثروة الأساسية للبلاد تاريخيًا. |
Hiç de ölümsüzmüş değilmiş, ahbap. | Open Subtitles | ليس خالدًا جدًّا، أليس كذلك؟ |
Silas ölümsüzmüş. Onu öldüremezmiş. | Open Subtitles | أجل، (سايلس) كان خالدًا فعجزت عن قتله |
Aynı Abraham'ın ölü olmadan önce ölümlü bir insan olması gibi. | Open Subtitles | مثلما كان (إبراهيم) خالدًا مرّة قبل أن يُصبح ميتًا. |