| Keşif uçaklarımız bölgeyi tarayana kadar, en deneyimli pilotlarımızı ve uçakların yarısını şimdilik bekletelim. | Open Subtitles | حسنا جدا . وحتى يقوم مستكشفينا بتفتيش المنطقه سنحتفظ بطيارينا الاكثر خبره ونصف طائراتنا فى الاحتياطى |
| Ancak işin aslı şu ki, öğrencilerimizle koridorlarda gezen ağır zihinsel özürlü bir adam konusunda hiçbirimizin tecrübesi yok. | Open Subtitles | ولكن حقيقة الأمر أن كلانا ليس لديه أية خبره فى التعامل مع رجل متخلف عقلياً جداً يسير داخل فصولنا |
| Kadınlarımın tecrübeli olmasını genç kızlarımın acemi olmasını isterim. | Open Subtitles | انا احب نسائى ب .. خبره ولكن فتياتى الصغار بدون خبره |
| Ebelik eğitimim boyunca pek gerçek tecrübem olmadı da. | Open Subtitles | لم أحصل على خبره عملية كافية للتدريب على التمريض |
| Neden dokuz aylık deneyim ve ceza pazarlığı siciline sahip bir deniz teğmeni cinayet davasına atanır? | Open Subtitles | لماذا يتم تكلفة ملازم ثان خبره 9 أشهر فقط و سجل من قضايا تخفيف الحكم بقضية قتل؟ |
| 1.83-88 civarında, yapılı, dövüş eğitimi bulunan ve muhtemelen hizmet deneyimi olan birisi. | Open Subtitles | حسناً انا اعلم بانه حوالي 6'، 6'2 بنيته جيدة مدرب للقتال، ربما لديه خبره الخدمة في الجيش |
| O çocuklar antrenmanlı, ve senin de gerçek hayat tecrüben var | Open Subtitles | هؤلاء الشباب لديهم التدريب,وانت لديك خبره العالم الحقيقي |
| Şimdi, benim DNA ile biraz deneyimim vardır, ve son derece güvenlidir. | Open Subtitles | والأن، بما انه لدي خبره في الحمض النووي انه دليل مضمون جداً |
| Çünkü çok fazla kavga deneyimin yok. | Open Subtitles | لانك ليس لديك خبره كثيره فى القتال. |
| Benden daha zeki ve daha deneyimli, olan nbirini söyleyebilir misiniz. | Open Subtitles | اذكر لى شخص واحد أكثى ذكاء منى أو أكثر خبره |
| "Ağ protokolü, IDS, güvenlik duvarı konusunda deneyimli yüksek hızlı ağ yeteneğine sahip bilgisayar programcıları arıyoruz. " | Open Subtitles | نبحث عن مبرمج للحاسبات مع خبره في الشبكات البروتوكولات, أنظمة التسليم المتكاملة الجدران النارية, قدرات الشبكات العالية |
| Yüzbaşı Durieux'nin cesur adamlara ihtiyacı var, deneyimli adamalara. | Open Subtitles | يحتاج النّقيب ديريس رجال شجعان رجال ذو خبره |
| Rakibimin öldürücü silahlar konusunda kesinlikle benden fazla tecrübesi var. | Open Subtitles | خصمي من الواضح انه لديه خبره اكبر مع الاسلحة المميته |
| Yeterli sayıda elemanımızın olmadığını düşünüyorum. Onun da yeterli tıbbi tecrübesi vardı. | Open Subtitles | أنا أصدق خبرته وأعلم بأن لديه خبره طبيه كبيره |
| Konuşmanız gereken kişi ceza davalarına bakan daha tecrübeli Konusunda uzmanlaşmış biri olmalı | Open Subtitles | شخص ما لديه خبره أكبر ومتخصص في قضايا القتل وهذا هو ما يجب أن تتحدث معه |
| Kimse onu izlemeye zorlamıyor. Ayrıca o tecrübeli bir aktris. | Open Subtitles | لا يجبرها أحد على مشاهدة ذلك بالإضافه إلى ذلك , هى ممثله ذات خبره |
| 12 senelik Navy Seal tecrübem de var yakın dövüşte, rehine kurtarma ve anti-terörizmde, uzmanlaştım. | Open Subtitles | لدي خبره 12 عام في البحريه الامريكيه متخصص في القتالات القريبه وإنقاذ الرهائن ومحاربة الارهاب |
| Burayı bir gün boyunca senin ellerine bırakmak senin için çok eğitsel bir deneyim olur. | Open Subtitles | تركك تدير هذا المكان ستكون خبره تعليميه عظيمه لك |
| Ben de bugün fark edemedim. 25 yıllık deneyimi ve eğitimi vardı. | Open Subtitles | هو لديه خبره و تدريب 25 عاماً، أما أنتي فلا |
| Ama hiç eğitimin ya tecrüben yok. | Open Subtitles | لكن, ليس لديك اى تدريب او خبره |
| Kabul, fazla deneyimim yok ama bu yolunda gitmiyor değil mi ? | Open Subtitles | أعترف، ليس لدي خبره كافيه لكن الأمر ليس علي ما يرام، اليس كذلك؟ |
| Hiçbir ortaklık deneyimin yokken seni işe aldım. | Open Subtitles | لقد وظفتكى وانت لا تملكى خبره |
| - Gerçekten gururum okşandı ama daha fazla Tecrübe sahibi birisini istemez misin? | Open Subtitles | أنا حقاً أشعر بالإطراء و لكن ألا تريدين شخص صاحب خبره أكثر منى |
| Senin gibi sağı solu belli olmayan, tecrübesiz ve kekeme bir çocuk... benim gibi bir yıldır bunlardan uzak kalmış biri ile takım olmak istiyor. | Open Subtitles | انت , شاب ذو خبره مع تلعثم سيئ غير متوقع انا , ليس لدي حوار على مدار العام وليس لدي علم بالنتيجه |
| İnsanları bu tür durumlara sokma konusunda tecrübeliyim, kurtarma değil. | Open Subtitles | لدي خبره في وضع الناس في هذه الاوضاع وليس اخراجهم منها |
| Geçenlerde sizin uzman olan arkadaşlarınızdan biriyle konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مؤخرا مع صديق لك ذو خبره |
| Böylece işi bir taşerona devretmek zorunda kalacak ve siz de alelacele iş yapıp hemencecik başka iş kapmaya çalışan bir taşerona mahkum olacaksınız. | Open Subtitles | وسيتعاقد من اناس ذوى خبره ومن ثم ستعتمد على المقاول لإسْراع الشغلِ ليحصل على العقود بأسرع ما يمكنه |
| - Son 3 menajerim tecrübeliydi. | Open Subtitles | أخر ثلاثة مديرين أعمال كانوا أصحاب خبره |