Elimdeki evraklar avukat tarafından onaylanmış ve üzerinde devlet mührü var. | Open Subtitles | هذه الملفات قد قدّمت من قبل محامي وهي تحمل ختم المقاطعة |
Seks yaptıktan sonra büyülü bir şekilde kaybolan bir bekaret mührü yok ve bakirelerin yarısı kanamadan kolaylıkla seks yapabiliyor. | TED | ليس هناك أي ختم عذرية يختفي بشكل سحري بعد الممارسة الجنسية، ونصف العذراوات يمكنهن بسهولة ممارسة الجنس دون نزيف. |
Herkes zaman anlamında damgalı, tıpkı dijital mumlu bir mühür gibi. | TED | وكل واحدة منها مختومة بوقت معين، في ما يشبه ختم الشمع الرقمي. |
Üstündeki pul Ostend'de yapıştırılmıştı ama köşesinde bir Japon damgası vardı. | Open Subtitles | كان مختوما فى أوستيند لكن كان به ختم يابانى على جانبة. |
Artık herhangi bir el mührünü yapamazsın,o kullandığın jutsuyuda kullanamazsın | Open Subtitles | لا تستطيع تشكيل أي ختم أو اللجوء لذلك الهجوم الذي استخدمته |
O da senin Toprak mührüne benzer bir güce sahip. Ona Cennet mührü verildi. | Open Subtitles | هو أعطي ختم السماء، الذي له قوة مساوية لختمك الأرض. |
Üzerinde Başkanlık mührü bulunan koruyucu bir çantanın içindeydi. | Open Subtitles | كانت في حقيبة حماية لديها ختم الرئيس عليها |
Planı uygulayabilmek için tek ihtiyacımız olan şey Toprak Kralı'nın mührü. | Open Subtitles | كل ما نحتاج إليه هو ختم ملك الأرض من أجل تنفيذ هذه الخطة |
Tüm menülerde sendika mührü var dostum. | Open Subtitles | يوجد ختم النقابة على جميع قوائم الطعام يا صديقي |
Yani elimizdeki tek şey posta mührü. | Open Subtitles | على أيّ واحدة من رسائل التهديد بالقتل، ممّا يعني أنّ جلّ ما لدينا للبدأ به هُو ختم البريد. |
Ve bizim deneyimlerimize göre, insanlar kızlık zarının vajinal açıklığı örten bir çeşit mühür olduğuna inanıyor. | TED | استنادًا إلى تجربتنا، يبدو أن الناس يعتقدون بأن غشاء البكارة هو ختم يحجب فتحة المهبل. |
Kutu ya da mühür kurcalanmış, görünüyor mu? | Open Subtitles | هل الصندوق أو ختم المظروف يبدو انه قد عبث بهما بأي شكل من الأشكال؟ |
Onu, manastırımızdaki ahıra gizledim benden kuş tüyü, kağıt, mühür mumu ve mürekkep istedi. | Open Subtitles | أخفيته في خضيرة ملكيّتنا عندما طلب مني ريشة و ورقة و حبر و ختم |
Zarfın üzerinde posta damgası ya da gönderen adresi yok. | Open Subtitles | لا يوجد ختم بريد أو عنوان عودة على هذا الظرف. |
Bunun üstünde posta damgası veya pulu göremiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى ختم البريد أو طابع هناك، السيد داوسون. |
Arkasına bakarsan orada Vangor aile mührünü görebilirsin. | Open Subtitles | الآن، إذا قلبتها أنت قد تلاحظ بأنّ شعار عائلة فانجر قد ختم عليها. |
Bu mumyalanmış bir fok ve iç kısımlarda dolanırken yolunu kaybetmiş. | Open Subtitles | إنه ختم محنطة التي فقدت طريقها وتجولت الداخلية. |
Gümrük mühürü var, ama kalkış tarihine bir göz at. | Open Subtitles | انها حصلت بالفعل ختم الجمارك، ولكن تحقق من تاريخ المغادرة. |
Bazı küçük ekstralarımız da var, "patent başvurusu tarih kaşesi" gibi. | Open Subtitles | لقليل من المزيد، نعرض ختم التاريخ لـ "في انتظار براءة الإختراع". |
Peki ölü bir foku ne yapmamızı tavsiye ediyorsunuz? | Open Subtitles | وفقط هكذا تَقترحُ بأنّنا نَتخلّصُ مِنْ a ختم ميت؟ |
Houryuki Fuuin'in gücünü test etmenin tam sırası. | Open Subtitles | هذه الفرصة الأمثل لاختبار قوة ختم دارما |
Sandaime'nin ANBU'sunu geçebilen çok gizli bir bariyeri aşmayı başarıp Kyuubi'nin mührünün en zayıf olduğu anın doğum anı olduğunu bilen biri. | Open Subtitles | لقد تجاوز أعضاء أنبو خاضعين للأوامر المباشرة من الثالث كما تمكن من التسلل عبر حاجزٍ بالغ السريّة كما كانَ يعرفُ أنَّ ختم الكيوبي يكون في أضعف حالاته أثناء الولادة. |
Bir ara polarize ışığın altında banka damgasına bak. | Open Subtitles | إنظر تحت ختم البنك في الضوء المستقطب في وقت ما |
Ölünün ağzını mühürlemek için dudaklarını zımbalamış. | Open Subtitles | على الرغم من الحقيقة بأنّ هو المخيف أن يمسك. دبّس الشفاه، ختم الفمّ أغلق. |
Zaman damgaları, Savunma Bakanlığı ve CIA tarafından vurulmuş. | Open Subtitles | فعليه ختم وزارة الدفاع ولاستخبارات الأمريكية |
Bu bölge, taşın korkunç gücünü tasvir eden atalarımız tarafından mühürlenmiş. | Open Subtitles | لقد ختم اجدادنا هذه المنطقة من بناها عرف قوة الحجر |