Burada orayı henüz ele geçirmediğimizi gösteren bir harita var. | Open Subtitles | لدى خرائط هنا تفيد بأننا لم نحتل هذا المكان بعد |
Bu savaşı yapamazdı, ve hiç bir harita evi işaret etmiyordu. | TED | لم يستطع خوض هذه الحرب، ولا خرائط ترشده إلى المنزل. |
Pekala, birkaç günlük yiyecek ve su var, haritalar, bolca mermi. | Open Subtitles | حسنٌ.. هنالك طعامٌ وماء للأيام القليلة القادمة خرائط وكثيرٌ من الذخيرة |
Biz vücudumuzun iç dünyasıyla ilgili olarak beynimizde haritalar oluştururuz ve bunları diğer bütün haritalar için bir yönlendirici olarak kullanırız. | TED | ان نولد خرائط الدماغ لداخلية الجسم واستخدامها كمرجع لكل الخرائط |
Uydu haritaları var ama bu birinin orada bulunmuş olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هناك خرائط الأقمار الصناعية، ولكنه لا يعني أن أي شخص ذهب هناك |
Dublin'in ulaşım haritası iyileşti ve ben bu projeyi bitirdikten sonra daha da iyi oldu fakat hala durak isimleri, güzergahlar mevcut değil. | TED | الآن بعد تحسن خرائط المواصلات في دبلن، و بعد أن انتهيت من المشروع، أصبحت حتى أفضل و لكن ما زالت لا توجد أسماء المحطات |
Bu veri bankası bilinen galaksinin tüm yıldız haritasını içeriyor. | Open Subtitles | قاعدة البيانات هذة تحوى خرائط النجوم فى لفضاء المعروف بكامله |
Google Maps'i bu mağaralardan bazılarının içinde görebilmeyi çok isterdim. | TED | أود أن أرى خرائط جوجل داخل بعض من هذه الكهوف |
Fakat ellerinde harita yoktu; yolların haritaları yoktu, hastaneleri gösteren haritalar yoktu, kasırga mağdurlarına ulaşmakta yardımcı olacak bir yöntem yoktu. | TED | لكن لم تكن هناك خرائط للطرق، لا توجد خرائط للمستشفيات، لا سبيل لوصول المساعدة لضحايا الإعصار |
Şu tellerden geçip gittiğimde sizler için harita falan yapacak değilim. | Open Subtitles | لن أتجول حول الحواجز أرسم خرائط من أجلكم يا رفاق |
Hepsinin sahte belgesi, sivil giysileri, harita, pusula ve tayını olacak. | Open Subtitles | لديهم أوراق مزورة , ملابس خرائط , بوصلات , إمدادت |
Anne babaların birbirlerini kötüledikleri toplantılardan haritalar ve dakikalar vardı. | TED | كانت هناك خرائط و محاضر من اجتماعات .. حيث كان الآباء يوجهون الإهانات لبعضهم البعض. |
Ve uzun yıllar sonra, bu aracı edindiniz ve Google haritalar (Google Maps)'ınız oldu. | TED | و بعد بسنوات عديدة، تحصلون علي هذه الشاحنة، فأصبح لديكم خرائط جوجل. |
Bence disiplinlerarası konuşabilmek için bu alanda haritalar geliştirmeye ihtiyacımız var. | TED | أعتقد أننا بحاجة للبدء في وضع خرائط لهذه الأرضيّة حتى نتمكن من الحديث عنها من خلال مختلف التخصصات. |
Kriz haritaları, seçim haritaları, yozlaşma haritaları, hatta çevresel gözetim insan haritaları. | TED | فهناك خرائط توضيحية للأزمات وللإنتخابات وللفساد وأيضا للرصد البيئي للسكان والتجمعات. |
Pekala, mağara haritaları arazi veya yol haritaları gibi değildir çünkü onların değişik düzeylerde girinti ve çıkıntıları vardır. | TED | حسنا، خرائط الكهوف ليست خرائط مسارات أو طرقات لأنّ بها حفرا و فجوات موجودة في مستويات متداخلة. |
Konuşmalar sürdü gitti, kelimelerin zihinsel haritaları vardı ve çok geçmeden anlaşıldı ki dahilikleri karşısında şaşırmaktansa ben ciddi şekilde saçmalıklara maruz kalıyordum. | TED | و لكن الحوارات استمرت, مع خرائط عقلية للكلمات, و عاجلاً أصبحت العملية بدل أن تكون مليئة بالإبداع, لقد أصابوني حقيقة بحيرة مليئة بالهراء. |
Bu New York Şehri yangın musluğu haritası, herhangi bir yangın musluğu değil. | TED | هذه خرائط لحنفيات الحريق في نيويورك، ولكن ليس كل الحنفيات. |
Ama bilim insanları okyanusun haritasını çıkarırken hiç beklenmeyen bir şey keşfetti. | Open Subtitles | ولكن عند وضع خرائط للمحيطات اكتشف العلماء شيئاً غير متوقع علي الإطلاق |
Ve bunları yapmaya başladım, onları Google Maps'e koydum ve orada ortaya çıkan tek tek havaalanları ile desenleri görmeniz için yakınlaştırmanıza izin verdim. | TED | وبدأت في صنع هذه ، ثم وضعتها على خرائط جوجل وسمحت ان تقرب الصورة لترى المطارات كل على حدى والأنماط التي تحدث هناك. |
Önümüzdeki yıllarda gökyüzünün çok daha kusursuz haritalarını çıkartacağız. | TED | في السنوات المقبلة، سنرسم خرائط أكثر دقة للسماء. |
Bu aygıtın planlarını ve konumunuzun koordinatlarını göndereceksiniz. | Open Subtitles | أنت سترسل خرائط هذا الجهاز و إحداثيات موقعك |
İnsanların nerede olduğu ve nereye hareket ettiğini gördüğümüz uydu haritalarımız var | TED | لدينا خرائط الأقمار الصناعية التي تمكننا من رؤية مكان تواجد الناس وكذك وجهتهم. |
Neyse, 1900'den beri tüm binaların planları şu yukarıdaki raflarda. | Open Subtitles | كل خرائط المباني القديمة على تلك الرفوف العليا هناك |
Ona güveniyorum ama sistem, arşiv haritalarında görünmüyor. | Open Subtitles | إني أثق به ، لكن النظام لا يظهر في خرائط الأرشيف |
Daha sonra, atalardan kalma haritalarımızın, dünyanın bir başka yerinde yapılmış dijital haritalarla eşleşip eşleşemeyeceğini görmek istedik. | TED | وعندها أردنا أن نرى سواء يمكننا مطابقة خرائط أسلافنا مع الخرائط الرقمية التي صُنعت في مكان ما في العالم. |
Birleşmiş Milletler dünyanın çoğunluğunun karşılaştığı bu sorunla burun buruna gelmişti; detaylı haritalara sahip olmamak. | TED | وقعت الأمم المتحدة في المشكلة التي يواجهها غالبية سكان العالم: عدم وجود خرائط تفصيلية. |
Bu kasaba hiç bir haritada bulunmuyor. | Open Subtitles | أعلم أن هذا المكان لا يظهر على أغلبية خرائط الولاية |
Bu gördüğünüz ise, afet kurtarma timlerinin haritalama uygulaması. | TED | وهذا تطبيق رسم خرائط للاستجابة للكوارث. |