| Çakma sırasında şimşek vücudun belirli giriş ve Çıkış noktalarını etkiler. | Open Subtitles | أثناء الإصابة يُؤثّرُ البرقُ على الجسمِ في نقاطِ دخول و خروجِ معيّنة |
| Çıkış kameraları, kızı kumarhaneden çıkarken yakalamış. | Open Subtitles | آلة تصوير خروجِ إلتقطتْها تَرْك الكازينو في 10: |
| Şu ikiz muhabbeti olduğundan beri, ben birazcık çıldırıyor gibiyim, bilirsiniz, Çıkış stratejisi. | Open Subtitles | منذ هذا شيءِ التوائمِ الكاملِ جاءَ فوق، أنا قليلاً خَافَ حول كُلّ، تَعْرفُ، إستراتيجية خروجِ. |
| Bunlar kocanın sırtındaki kurşun Çıkış yaraları. | Open Subtitles | هذه جروحَ خروجِ مِنْ ظهرِ الزوجَ. |
| Demek güvenlik Scott Horan'ı otelin Çıkış kuyruğunda görmüş. | Open Subtitles | لذا، أمن فندقِ سكوت Horan المرقّط في a لمدة طويلة خَطّ خروجِ. |
| - Çıkış yarası yok. | Open Subtitles | ليس هناك جرح خروجِ |
| Çıkış yarası da yok. | Open Subtitles | ولا جرحَ خروجِ. |
| Çıkış yarası yok. | Open Subtitles | لا جرحَ خروجِ. |