Paramı görebileceğim bir yerde isterim - dolabımda. | Open Subtitles | أنا أحب أموالي الحق حيث أستطيع أن أرى ذلك. شنقا في خزانة ملابسي. |
dolabımda 20 tane kürküm var ama arkadaşlarım arasında onları giyen sadece ben kaldım. | Open Subtitles | إذاً، لدي 20 معطف بفراء في خزانة ملابسي ولكن أنا الوحيدة بين أصدقائي التي لم تعد ترتديهم بعد الآن |
Evet. Sadece Dolabımı özlediğim için eve döndüm. | Open Subtitles | أجل، فعلت، عدتُ للمنزل فقط لأنني افتقدت خزانة ملابسي. |
Dolabımı tüm bebekleriyle doldururdu... ve parti yaptıklarını söylerdi ama ben davetli değildim. | Open Subtitles | لقد كانت تأخذ من خزانة ملابسي كلّ الدمى التي لديّ... وتقول أنّها مدعوّة إلى حفلة ولكنّي لستُ مدعوّة |
Geceyi dolabımdan küçük bir hücrede geçirdim. | Open Subtitles | قضيت الليلة في زنزانة أصغر من خزانة ملابسي |
Belki bana gelip kıyafetlerimi denemek istersin? | Open Subtitles | مهلا, ربما تريد المجيء وإقتحام خزانة ملابسي |
- Benim dolabım değil o! | Open Subtitles | - وليس خزانة ملابسي |
dolabıma dadanacaksa, uğraşması gerekiyor. | Open Subtitles | لو كان سيغزو على خزانة ملابسي فسوف يعمل عليها |
Mesela ben bir gece yatacakken gardırobum kendiliğinden açıldı ve gardıroptaki her şey yatağıma boşaldı. | Open Subtitles | مرة عندما كنت أستعد للنوم خزانة ملابسي فتحت بنفسها وكل ملابسي سقطت على سريري |
Birkaç yıl geçtikten sonra Cece: "Anne, dolabımda bir hayalet var." derse. | Open Subtitles | مثل قبل عدة سنوات على الطريق، سيسي تقول : "أمي، هناك شبح في خزانة ملابسي ". |
Elbise dolabımda saklanıp beni kameraya aldı anne. | Open Subtitles | وكان في خزانة ملابسي يوصل لي أمي. |
Bütün Noel şekerlerimi dolabımda saklıyorum. | Open Subtitles | أخبئ كل حلويات عيد "الهالوين" الخاصة بي في خزانة ملابسي |
dolabımda canavar var. | Open Subtitles | هنالك وحش في خزانة ملابسي |
Bunu dolabımda buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت هذا في خزانة ملابسي. |
Dolabımı temizlerken bunu buldum. | Open Subtitles | إذاً, لقد كنتُ أنظِّف خزانة ملابسي ...... و وجدتُ هذا |
Dolabımı temizliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أنظّف خزانة ملابسي |
Mils, iki haftadır resmen Dolabımı yağmalıyorsun. | Open Subtitles | {\pos(192,240)}ميلسنت)، لقد ظللت تنبشين في خزانة) ملابسي منذ اسبوعين |
Kahverengi saçları, sarı pantolonu ve dolabımdan... aldığı krem rengi bir bluzu var. | Open Subtitles | شعرها بنّي ، سروال ذهبي .. قميص ذو لون أبيض مائل للصفرة والذي أخذته من خزانة ملابسي |
Neden dolabımdan sen bir şeyler seçmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبن و تختارن شيئاً من خزانة ملابسي |
dolabımdan tıkırtılar gelmeye başladı. | Open Subtitles | وسمعت هذا، مثل وقمع الضوضاء، و في خزانة ملابسي. |
Şu şerefsizlerin son şarkısı kıyafetlerimi öyle eleştirdi ki GQ Dergisi'nin bir keresinde "cesur biçimde baş ağrıtan" dediği alametifarikam olan tarzımdan şüphe eder oldum. | Open Subtitles | اولئك الملاعين' احتقروا مقطعي الجديد في خزانة ملابسي تماماً جعلوني ارتاب من شكل توقيعي |
ve böylece kıyafetlerimi görürlerdi. | Open Subtitles | و يشاهدون محتوى خزانة ملابسي |
Ve güç rengim, maviymiş dolabıma gidelim ve mavi elbiselerime bir bakalım. | Open Subtitles | و قال أيضاً أن لون قوّتي هو الازرق لذلك، لنذهب إلى خزانة ملابسي و نتحدّث عن أجمل شيء أزرق خاص بي |
Galiba gardırobum için sana teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | حسناً، أفترض أنّ عليّ شكرك على خزانة ملابسي. |