Himalayalardaki Tibet'teydi bu. Kafasını tıraş etti, pirinç dilenmesi için ahşap bir kase verildi ona ve mutluydu. | Open Subtitles | لقد حلق رأسه ،و أعطى وعاءاً خشبياً و كان سعيداً |
Mesela Unabomber bombalarında her zaman ahşap bir şeyler kullanır. | Open Subtitles | مثل صاحب سلسلة التفجيرات الشهيرة دائماً كان يستعمل شيئاً خشبياً في قنابله |
Az gitmiş uz gitmiş ve bir gün, içinde güçsüz ve yaşlı bir adamın yaşadığı ahşap bir kulübeye rastlamış. | Open Subtitles | حيث وقع على كوخاً خشبياً بالصدفه مع رجلاً عجوزاً نحيلاً بالداخل |
Gaitanı yap, ve sonra tahta çubukla örneği yeşil kutunun içine koy. | Open Subtitles | ستتغوّط ثم تستخدم عوداً خشبياً لجمع البراز ثم تضعه في العلبة الخضراء |
Bunun tek yolu... kalbinin ortasına bir tahta saplamak... tam kalbinin ortasına. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة هى غرس وتداً خشبياً فى قلبها |
Japonlar gibi kalın tahta bir oklava kullan yastık yerine. | Open Subtitles | استخدم عموداً خشبياً كما يفعل اليابانيون |
Tek bildiğim büyük, ahşap bir sandık olduğu. | Open Subtitles | جل ما أعرفه أنه كان صندوقاً خشبياً ضخماً. |
Ben ahşap bir ön kapı bekliyordum, bilirsin biz de kapıyı yumruklayarak... | Open Subtitles | كنت أرجو أن يكون المدخل خشبياً وأن ندخل بالأسلوب المعتاد |
Annem, Kobra hanıma ahşap kapılardan birini götürmüş. | Open Subtitles | و أمي أعطت باباً خشبياً للسيدة "كبرة" |
İkinci olarak, adam ahşap değil. | Open Subtitles | وثانياً، ليس خشبياً |
Sookie göğsüme ahşap kazığı sapladı ve ben kazığı parmağımdan kıymık çıkarır gibi çıkardım. | Open Subtitles | لقد غرست (سوكي) وتداً خشبياً في صدري... وقمت بإنتزاعه كما لو كان شظية مغروسة بإصبعي. |
Bir çocuğun tahta beyzbol sopası kullandığını görmek çok harika. | Open Subtitles | من الرائع أن نرى طفلاً يستخدم مضرباً خشبياً |
Taşınması gereken 17 adet tahta sandık var. | Open Subtitles | والآن ، إسمع ، هناك 17 صندوقاً خشبياً علينا مصادرتها هنا |
- Yani yorucu bir kavgadan sonra katil, maktulün ensesine bir tahta sapladı ve boğazından parçalar mı kopardı? | Open Subtitles | إذاً بعد شجار كبير، أقحم القاتل شيئاً خشبياً في عنق الضحية ثم إنتزع أجزاءاً من حلقه؟ |
Bu tahta parçasının "sadece" bir tahta parçası olmadığına? | Open Subtitles | -وأن هذا الصندوق ليس صندوقاً خشبياً فقط ؟ |
Yaklaşmış ve onun tahta bir kadın figürü olduğunu görmüş. | Open Subtitles | اقترب أكثر... رأى أنه كان جسما خشبياً لإمرأة- |