Bu yüzden ilk karısı tahta bacaklı, ikinci karısı da Kanadalıydı. | Open Subtitles | ولهذا كانت زوجته الأولى بساقٍ خشبيّة والثانية كنديّة |
Rahibeler öğrencilerin ellerine tahta cetvelle vuruyormuş. | Open Subtitles | الراهبات هناك يضربن مفاصلك بشدّة باستخدام مساطر خشبيّة |
Kusura bakma, gidip çocuklara boyanmış bir tahta parçasında çalışmalarına devam etmelerini söyleyeyim. | Open Subtitles | أنا آسف، فقط أخبرُ الأطفال بُمواصلة التّمرين على لوحة خشبيّة مُلوّنة. |
Hatta geçen ay ahşap panelli bir araba satın almışsın. | Open Subtitles | بل إنّكَ اشتريتَ سيّارة بألواح خشبيّة الشهر الماضي |
Orjinal ahşap. Mükemmel! | Open Subtitles | أراهن أنّ الحمامات مكسوّة بألواح خشبيّة رخاميّة. |
İki yatak odası, tastamam banyosu ahşap döşeme çamaşır makinesi ve sağlam ada manzaralı gurme mutfağı var. | Open Subtitles | هناك غرفتيّ نوم وحمّامين كاملين, وأرضيّة خشبيّة وغسّالة ونشّافة في الوقت عينه ومطبخ فخم وغرانيت |
Bugün sizden önce bir adam geldi. İçinde tahta saçma olduğunu söyledi. | Open Subtitles | رجلٌ جاءنا في وقتٍ باكرٍ من اليوم، وقال أنّها رصاصات خشبيّة. |
Onu kilitleyip, keskin ve tahta nesnelerden uzak tutacağım. | Open Subtitles | سأحبسها وأمنعها عن أيّ أغراض خشبيّة حادّة. |
Gerçek aşk birkaç tahta parçası ve bir yelkenden daha önemli değil mi? | Open Subtitles | أليس الحبّ الحقيقيّ أكثر أهمّيّة مِنْ بضعة ألواح خشبيّة وشراع؟ |
Belki sadece birkaç tahta parçası ve bir yelken ama en azından bana ait. | Open Subtitles | قد تكون بضعة ألواح خشبيّة وشراع، لكنّها لي |
Aslına bakarsan onlar tahta çubuktan daha fazlası. | Open Subtitles | إنها بالواقع أكثر من مجرد عُصيّ خشبيّة. |
Trendeyim. Şimdi, bulman gereken küçük tahta kutu, Hoberman küresi ile üzerinde pirit lekesi olan kuvars arasında bir yerde. | Open Subtitles | الآن، ستبحثين عن علبة خشبيّة صغيرة موجودة بين كُرة (هوبرمان) |
Evet, bilmediğini biliyordum Trey, ama o tahta kılıcı insanlara doğrultunca, annesinin hastanede komada olması... | Open Subtitles | أجل، أعلم ذلك يا (تراي) ولكن حين تشرع بتوجيه سيوف خشبيّة نحو أناس ترقد أمّهاتهم بالمشفى... |
tahta. | Open Subtitles | -إنّها خشبيّة . |
Kurbanlardan biri öldüğü gece ahşap yan panelli bir steyşına binerken görülmüştü. | Open Subtitles | إحدى الضحايا شوهدتْ وهي تصعد سيّارة (ستايشن واغن) ذات ألواح خشبيّة ليلة مقتلها |
ahşap zemin, çok odalı. | Open Subtitles | أسطحٌ خشبيّة ، غرفٌ كثيرة |
Kurbanın ahşap panelli bir steyşın arabaya bindiğini görmüş. | Open Subtitles | أثق بها... لقد شاهدت الضحيّة وهي تركب سيّارة (واغن) ذات ألواح خشبيّة |
ahşap parke kaplı harika bir daire, | Open Subtitles | شقّة جميلة... بأرضٍ خشبيّة |
Provadan sonra ahşap panelli bir oyun odasında ufak şişe çevirmeceler. | Open Subtitles | -ثمّ بعد التدريب، بعض المُعاقرة الصغيرة للخمر ... -في غرفة تسليّة ذات ألواح خشبيّة . |
ahşap kasalar. | Open Subtitles | صناديق خشبيّة |