Farklı elektriksel ve manyetik özellikleri vardır. | TED | ولديهم خصائص إلكترونية ومغناطيسية مختلفة |
Ve bunlar eski medyanın karakteristik özellikleri değil ve günümüz medyası için de hemen hemen hiç geçerli değiller, ama geleceğin eğlence anlayışını tanımlayacaklar. | TED | وهذه ليست خصائص الوسائط القديمة، وهي بالكاد تنطبق على الوسائط اليوم، لكنها ستُشكّل تسلية المستقبل. |
Değişik resim özelliklerini empoze etmeyi denememizin bir yolu mevcut resmin parçalarını kullanmaktır. | TED | إحدى الطرق لفرض خصائص صور مختلفة هي باستخدام أجزاءٍ من صور موجودة لدينا. |
Bu laboratuvar, bulaşıcı bakteri özelliklerini inceleyen İskoç bilim insanı Alexander Fleming'e ait. | TED | ينتمي هذا المختبر إلى أليكسندر فلمنغ، وهو عالم إسكتلندي يدرس خصائص البكتيريا المعدية. |
Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur. | TED | إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة. |
Böyle bir sistemin temel özelliği, yere yalnız bir zemin noktası olması. | TED | أهم خصائص نظام كهذا هو أنه هناك نقطة اتصال واحدة بالأرض. |
İnsan etiyle aynı optik özelliklere sahip. | TED | يملك لحم الدجاج خصائص بصرية وضوئية متشابهة مع لحم البشر. |
ve ortaya çıkan şu ki beyin resimlerinin olağanüstü özellikleri var. | TED | و اتضح ان صورالدماغ الموضوعة هذه لها خصائص مميزة |
Bu küçük boyutlarına rağmen acayip özellikleri var. | TED | وبالرغم من حجمهم الصغير جداً، فإن لديهم خصائص لا تصدق. |
Fraktal (benzer yapıların oluşturduğu şekil) özellikleri vardı ve bu tüm ön cepheyi şekillendirmemde yardımcı oldu. | TED | والتي تحتوي على خصائص هندسة كسورية وهذا ساعدني على تشكيل الواجهة كلها |
Tek yaptığımız kişisel portreye ait özellikleri barındıran resmi aramaktı. ve bakın, hepsi birbirine benziyor. | TED | كل ما قمنا به هو البحث عن صور لديها خصائص الصور الشخصية وانظروا، إنهم متشابهين جدا |
Ama karışım gibi özellikleri de öylece unutamayız. | TED | ولكن لا يمكننا أن نتناسى خصائص التداخل كذلك. |
Yazı, dilin başka hangi özelliklerini gösterir? | TED | ما هي خصائص اللغة الأخرى التي تظهر في النص الأندوسي؟ |
İşte bunlar laboratuvarda yapmaya çalıştığımız şeyler. Canlılığın bazı karakteristik özelliklerini içeren deneyler yapmaya çalışıyoruz. | TED | إذن هذه هي الأمور التي سنقوم بتجربتها في المختبر، سنجري بعض التجارب التي تحمل خاصية أو أكثر من خصائص الحياة هذه. |
Bu arabanın özelliklerini görmek isterseniz, buradan görebilirsiniz. | TED | إذا كنت تريد أن ترى خصائص هذه السيارة، يمكن أن تراها هنا |
Buradaki önemli nokta, bütün bu insanlar bazı ortak özellikler taşısalar da çok çok farklı çevrelerden geliyorlar. | TED | الأمر المهم الآن عن كل هؤلاء الأشخاص هو أنهم يتشاركون خصائص معينة بالرغم من حقيقة أنهم جاءوا من بيئات مختلفة تماما. |
Düz yüzeyler tek şekilde davranış gösterirken pozitif ve negatif eğimli yüzeyler çok farklı özellikler sergiler. | TED | بينما تعرض الأسطح المنحنية ايجابًا وسلبًا خصائص مختلفةً جداً. |
Küf mantarının bir özelliği hareket edememesidir, sadece yayılarak, miselyum adlı karmaşık bir ağ oluşturarak gelişebiliyor. | TED | أحد خصائص الفطريات هي عدم قدرتها على الحركة وهي تنمو فقط بالامتداد لتصنع شبكة معقدة، الغزل الفطري. |
Bu, ultraviyole ışınların cilde vurmasının bir özelliği gibi görünüyor. | TED | لذلك هذا يبدو أنه إحدى خصائص الأشعة فوق البنفسجية التي تسلط على الجلد. |
Buna Reynolds sayısı diyoruz ve yüzücünün boyutu, hızı, sıvının yoğunluğu, yapışkanlığı ya da viskositesi gibi basit özelliklere dayanıyor. | TED | يدعى رقم رينولدز و يعتمد على خصائص بسيطة مثل حجم السبَّاح، و سرعته، وكثافة السائل، و لزوجة السائل. |
Bu yüzden basitten başlayıp, bazı canlı özelliklerine sahip yapılar oluşturuyor, sonra bunu geliştirerek daha canlı benzeri hale getirmeye uğraşıyoruz. | TED | إذن نبدأ بنموذج بسيط، نصنع بعض البُنى التي قد تملك بعض خصائص الحياة هذه ثم نحاول تطويرها لتصبح أشبه بالكائن الحي. |
Aynı veya çok benzer elektriksel ve manyetik özellik taşırlar. | TED | ولديهم إما متطابقة أو متشابهة جداً خصائص الكترونية ومغناطيسية |
Mulan mülkleri değerli birer varlık olarak görülmeyi hakediyor. | Open Subtitles | أن خصائص مولان هو رصيدا قيما الذي يستحقونه. |
Toksit kimyasalların, tanımlanamayan dayanıklı melez bir virüsün ölümcül özelliklerde olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقعون بأن يكون خليط متجانس شديد التحمل كيماويات مسمومة مع سلالة فيروسية لايسهل التعرف عليها مع خصائص قاتلة |
Doğal seleksiyon üzerine kurulu bir biyoloji teorisi için biyolojik sistemlerin özelliklerinin ne olduğunun ilişkisel biçimde kavranmasina ihtiyac var. | TED | إذاً نظرية علم الأحياء المبنية على الانتقاء الطبيعي تتطلب نظرية علائقية لماهية خصائص الأنظمة البيولوجية. |
Ve bunlar da bizim laboratuvarlarımız. Çoğu insan Meta-Gene'leri araştırmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | و هذه معاملنا مُصممة خصيصاً للبحث فى خصائص جينات الإنسان. |
Yaranın oluşum karakteristiği, bir ya da birden fazla darbeyi destekliyor. | Open Subtitles | الجرح لديه خصائص لحرج يحدث من ضربه واحده و ضربات متعدده |
İkinci olarak, bu metabolik malzemeler canlıların sahip olduğu bazı özellikleri taşıyorlar ve bu da bu malzemelerin benzer şekilde davranabileceğini göstermektedir. | TED | ثانيا ، هذه المواد الأيضية لديها بعض من خصائص الأنظمة الحية ، وهو ما يعني أنه يمكنها أن تؤدي بطرق مشابهة. |