Alışverişten gelir gelmez banyoya girdi. mektuplarını bile okumadı. | Open Subtitles | إنه هناك منذ أن عاد من المحل، حتى أنه لم يقرأ خطاباته |
Değerli kitaplarından birini yerinden kaldırmağa çalışsanız ya da lanet mektuplarını düzene koyacak olsanız başınıza gelmedik kalmazdı. | Open Subtitles | انه ينهرك لو حاولت تحريك احد كتبه الثمينة او تنظم خطاباته المكوّمة |
mektuplarını yak ve dans ederek Mutlu günler burada şarkısını söyle. | Open Subtitles | واحرقى خطاباته وارقصى حولها . " وستصرخ النيران " أيام سعيدة هنا |
Billie Frank'in telefonlarını açmıyor, mektuplarını yanıtlamıyordu, bu yüzden, onu geri kazanmak için daha büyük bir şeyler gerekeceğini anlamıştım. | Open Subtitles | (لم ترد (بيلي) على مكالمات (فرانك ولم ترد على خطاباته فأدركت أنه علينا القيام بشيئ كبير لاسترجاعها |
mektuplarını çok severim. | Open Subtitles | أحب خطاباته ...لا |
Onun mektuplarını çok severim. Böyle bir şeye... | Open Subtitles | أحب خطاباته ...لا |