"خطوبتي" - Traduction Arabe en Turc

• nişan
• nişanımı
• nişanım
• nişanıma
• nişanımızı

nişan törenimde, gerçekten konuşmak istediğim birisinin olmasını hak ediyorum.
شخص واحد في حفلة خطوبتي من أود حقاً التحدث معه

Evet. Bunu nişan yemeğimde ondan duyarak öğrendim.
أجل، كان علي أن أعرف بهذا منها في حفلة خطوبتي اللعينه

- Bakın, bir işiniz yoksa bu geceki nişan partime gelmenizi çok isterim.
- مرحباً ياأصدقاء انظرو اذا كنتم لاتُمانعو احب ان ادعوكم لحفلة خطوبتي الليلة

nişanımı duyduktan hemen sonra bana karşı onun tarafına geçtin. Tabii ya, öyle olmalı.
لقد أخذتَ جانبها ضدّي فور سماعكَ بمسألة خطوبتي

Artık nişanım hakkında konuşabilir miyiz?
و الآن , هل نستطيع التكلم عن خطوبتي ؟

Dünyadaki tüm şehirlerin tüm nişan partileri arasından benimkine gelmen gerekiyordu.
من كل حفلات الخطوبة في كل هذه المدن في كل العالم انتي كُنتي في حفلة خطوبتي

Sarhoştun ve davet edilmediğin halde, benim nişan törenime geldin ve nişanlıma yumruk savurmaya başladın, ve onun babasını yere serdin.
وغير مدعو إلى حفلة خطوبتي وبدأت تتهجم على خطيبي وانتهى بك المطاف بالعراك مع والده

Senin suçun değil bu ama tam nişan partisi yapacakken çıkınca aklıma şöyle bir şey düştü...
هذا ليس ذنبك. لكنّك أظهرته على حين أحاول التخطيط لحفل خطوبتي مما جعلني أقول في نفسي:

Pekala, nişan yüzüğüm kayboldu ve Red hiç umursamıyor.
الموافقة، حَسناً، حلقة خطوبتي مفقودُ وأحمر لا يُعيرُ a إهتمام.

Kendi nişan partime geç kalamam.
لااستطيع أن أتأخر على حفلة خطوبتي

Benim için önemli olan her şeyi yok ediyorsun tören geçişi, nişan törenim...
تريدين تحطيم اي شيء مهم بالنسبة لي ... الاستعراض .. حفلة خطوبتي

İkinci nişan yüzüğümü bu adamdan almıştım.
ابتعت خاتم خطوبتي الثاني من هذا الرجل

nişan yüzüğüm. Tezgahın üstünde olan?
خاتم خطوبتي الذي كان على الطاولة؟

Eğer resepsiyoniste nişan hikayemi anlatsaydım ve bu bayanın nişanlım olduğunu söyleseydim...
اتعرف، لو اخبرت قصه خطوبتي لموظفه الاستقبال ولكنقلتان هذههيخطيبتي... .

nişan yüzüğümü gördüm.
لقد رأيت خاتم خطوبتي

Bugün benim nişan törenim var.
حفلة خطوبتي اليوم.

Bu sadece öylesine barda içki içilen bir şey değildi bu benim nişan partimdi.
هذا لم يكن مشروب بالحانة يا (كارل)، هذه كانت حفل خطوبتي.

Rüyalarımın adamıyla olan nişanımı bozalı altı ay oluyor.
لقد مضى حوالي ستة أشهر منذ أن ألغيت خطوبتي مع رجل أحلامي

Davet edilmeden ablamın düğününe geliyorsun, nişanımı bozmama neden oluyorsun...
لقد إقتحمت زواج أختي و فسخت خطوبتي

Neden nişanımı bana sormadan planladınız?
لماذا رتبتَ خطوبتي بدون مشورتي؟

Bayan Gandhi, nişanım Immy'yle değil,
سيدة غاندي, ستتم خطوبتي من جاتين

Bu arada, bu hafta yapacağım... nişanıma gelmeni istiyorum.
بالمناسبة أريدك ان تأتي لحفلة خطوبتي نهاية الأسبوع هذا

Kendini sanatın, kitapların ve müziğin içine kapatmışsın, ve beni de kapatmak istiyorsun, işte nişanımızı bozmamın sebebi bu.
أنت تغطي نفسك بالفنون, ولا تريد أن تحتويني أنا, لذا فأنا أنهي خطوبتي