Ama klübene uzun bir yol var en azından böyle tehlikeli bir bilgiyi gönüllü olarak açıklamaya gerek olmadığını ona söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لكنها مسافه طويله حتى تصل لكوخك لذا يمكنك على الاقل ان تشرح له لماذا انه ليس من الضروري الادلاء بعلومات خطيره |
Ama bu ormanların benim için çok tehlikeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | خطيره جداً من أجلي لوحدي والان أنت ترسلني مع مبعوث؟ |
Kimin tehlikeli, kimin tehlikeli olmadığına ben karar veririm. | Open Subtitles | أنا الذى أقرر كونها خطيره من عدمه الآن أطلبها على التليفون |
Hamile gelinim ciddi şekilde yaralanmıştı... ama şiddet asla çözüm olamaz. | Open Subtitles | وزوجة أبني الحامل أصيبت بأصابات خطيره و العنف ليس ايجابيا ابدا |
Bakan bunun ciddi olduğunu söylüyor ve politik bir felaket. | Open Subtitles | الوزير يقول أن ما حدث يعتبر فاجعه سياسيه خطيره |
Bernard'a ve size Avustralya'da tehlikeli bir görev teklif edildi. | Open Subtitles | أنت و برنارد ... طلبتم لتقبلو مهمه خطيره في أستراليا |
Hep tehlikeli bir birleşim olmuştur. | Open Subtitles | تلك دائماً تركيبه خطيره و أعتقد أنه قادر على |
Sıçrama yapmaktaki isteğine hayran olsam da seni tehlikeli bir "arya"ya girmen konusunda uyarmıştım. Cinsel hayal kırıklığımı maskelemek için... mizahı kullanıyorum anki lisedeyim | Open Subtitles | هل تعلم بقدر ما أقدر نصائحك عن القيام بطفرات و لكنني حذرتك أن ستدخل إلى مجالات خطيره |
Bu odada, tehlikeli derecede negatif enerji hissediyorum. | Open Subtitles | انني اشعر بطاقه سلبيه خطيره في هذه الحجرة |
O örümcekler tehlikeli. Kâbus görmene neden oluyorlar, bu yüzden ben de uyuyamıyorum. | Open Subtitles | لا اريد اى علاقه لك به هذه العناكب خطيره |
Çok tehlikeli demiştin. David, haklı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد قلت أنها خطيره جدا,دايفيد أنا أعتقد أنك على حق |
Muhtemelen Tuğgeneral Basque Gran... bazı Ishbal kalıntılarıyla birleşip orada bazı tehlikeli araştırmalar yapıyordu. | Open Subtitles | أن الجنيرال العميد باسكي قران متحالف مع بعض ما تبقى من سكان أشبال لإجراء أبحاث خطيره |
İkimiz de Paris'e gelmeden bunun tehlikeli olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | كلينا يعرف انها خطيره قبل ان نأتي الي باريس |
Ona arka çıkmaya devam edersen, ciddi problemlerimiz olacak. | Open Subtitles | انت لازلت تحاول التغطيه عليه وسوف تواجهنا مشاكل خطيره |
Durumu daha ciddi olanlar, San Pablo'nun Amazon'daki Cüzamlılar Merkezi'ne gönderiliyor. | Open Subtitles | أما من هم فى حاله خطيره , فيذهبوا إلى سان بابلو مركز المصابون بداء الجذام في الأمازون |
Eğer bu olmaz ise, Tanrım(C.C)... senden diğer takımın kilit oyuncularını sakatlamanı istiyoruz... sadece ciddi olarak sakatlanmalarını değil... yavaşlamalarını da istiyoruz... böylelikle Smelters bu oyunda galip gelecek. | Open Subtitles | ..واذا لم يحدث هذا نسألك ان تؤذى بعض اللاعبين الاساسين من الفريق الاخر بدون ان يصابوا اصابات خطيره |
- Bir polis memuru ölmüş. Diğeri de çok ciddi şekilde yaralanmış. | Open Subtitles | لدينا شرطي ميت هنا وأخر اصابته خطيره هناك |
Evet, girer hem de ciddi cezalarla. | Open Subtitles | نعم , مخالفة خطيره مع العديد من العقوبات الكبيرة |
Çiftlik evi baskınında ciddi bir kayıp yok. | Open Subtitles | لا يوجد إصابات خطيره من مجموعه بيت المزرعه |
Phuket´ten Bangkok´a yolculuk yapan otobüs kaza yaptı! 39 yolcu kurtarıldı! Bir kişi ağır yaralı! | Open Subtitles | حصل حادث للقطار المتوجه من بوكيت لبانوك واحد اصيب بجروح خطيره |
Shinhwa Gurubundaki soruşturmanın yakın olduğu bildirildi. Çin'i ziyaret eden Shinhwa Gurubu'nun başkanı... Gu Bon Hyun'in alınan haberlere göre durumu kritik. | Open Subtitles | وقد افتتح مكتب المدعى العام تحقيقا فى شين هوا وتقول الاخبار ان الرئيس جوو فى حاله خطيره |
Bu şey için tehlikelisin. | Open Subtitles | أنت خطيره بذلك الشيء |