"خطير جدًا" - Traduction Arabe en Turc

• çok tehlikeli
• çok ciddi

Az önce çok tehlikeli bir adamın eline yüz milyonlarca dolar bıraktık.
لقد أوصلنا ملايين الدولارات لشخص خطير جدًا

Yanlış ellerde, çok tehlikeli olabilir.
إذا وقع في الأيدي الخاطئة قد يكون الأمر خطير جدًا.

Herkese yalan söyleyemem. çok tehlikeli.
لا يُمكنني الكذب على كل شخص هذا خطير جدًا

Yani kontrollü silahlanma meselesi çok ciddi bir siyasi muamma.
أقصد أن اليسطرة على حيازة الأسلحة قرار سياسي خطير جدًا.

Utanç duygusu olmadan da dünya çok tehlikeli bir yer olur.
وبدون الخزيّ، حسنٌ العالم مكان خطير جدًا.

Yaz'ın bedeninde bu kadar vakit geçirmen çok tehlikeli.
قضاء الكثير من الوقت داخل جسد الذئب أمر خطير جدًا

Buluşmak hatta birbirimizi görmemiz bile bizim için çok tehlikeli.
إنه خطير جدًا علينا أنّ نتقابل أو حتى أن نري بعضنا البعض

Evet. Artık burada kalamam. çok tehlikeli.
لا أستطيع البقاء هنا بعد الآن فالوضع خطير جدًا

Onlara beni zorladığını söylerim. Bu çok tehlikeli.
سأخبرهم أنك أجبرتِني فذلك خطير جدًا

Ordu yardımı olmadan bunu yapmak çok tehlikeli.
هذا خطير جدًا بدون مصاحبة عسكرية

Sakın girme. Bu çok tehlikeli!
لا تدخلي إلى هناك هذا خطير جدًا

Olmaz, süremezsin, çok tehlikeli.
لا، لا يمكنكِ القيادة، هذا خطير جدًا.

Şu anda girmek çok tehlikeli.
أنه خطير جدًا الأقتراب هناك الآن.

Bu adam çok tehlikeli.
فذلك الرجل خطير جدًا

- Hayır, bu çok tehlikeli.
لا، لن نستخدم... هذا خطير جدًا

Gökyüzü onların nereye gittiklerini biliyor, ve bu mekan yavruları olan bir anne için çok tehlikeli.
سكاي) تعرف لأين يتجهون) وهو مكان خطير جدًا بالنسبة لأم معها ديسمين

Cara, başta onun çok tehlikeli olduğunu söyledin.
مهلاً يا (كارا)، لقد قلتِ من البداية أنه خطير جدًا

- Bu çok ciddi bir itham.
إن هذا ادعاء خطير جدًا..

Thomas. Başında çok ciddi bir kesik var. - Tamam mı?
-أهلًا يا (توماس), لديك قطع خطير جدًا في رأسك, اتفقنا؟

Fakat bir ilaç şirketinde işe girmek yerine ya da bir hastanede, kendimi bambaşka bir laboratuvarın içinde farklı türde bir hastayla uğraşırken buldum - hastalığı çok ciddi olan bir hasta öyle bir hastalık ki ülkemdeki her insanı etkilemiş; çabucak iyileşmesi gereken bir hasta.
لكن وبدلًا من الحصول على وظيفة في شركة أدوية أو في مستشفى وجدتُ نفسي منجذبة نحو نوع مختلف من المختبرات أعملُ مع نوع مختلف من المرضى -- كان مريضًا بمرض خطير جدًا الذي أثر على كل شخص في بلدي مريضًا احتاج للعلاج السريع.