Bence, hayatı boyunca iklimin pigmentasyonun evrimindeki önemininden kaçınsa da Darwin bunu takdir ederdi. | TED | داروين، أعتقد، كان سيقدّر هذا، على الرغم من أنه تحاشى أهمية الطقس على نشوء لون البشرة، خلال حياته. |
Bu yavru fil hayatı boyunca, birçok kez bu zorlu yolculuğa çıkacak. | Open Subtitles | خلال حياته الطويلة سيقوم هذا الصغير بهذه الرحلة عدة مرات |
Pekala,hayatı boyunca kendisiyle yaptığım milyonlarca konuşmadan biri... | Open Subtitles | حسناً ، واحدة من ملايين المكالمات التي أجريتها مع أخي خلال حياته |
Zaten, ömrü boyunca kendisi için yeterince ağladı o. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه قد بكى كثيراً من أجل نفسه خلال حياته |
"Güzelliğinin yardımından ziyade hakkettiği hükme kaçabiir tüm yaşamı boyunca mühürlendiği o kutsal üçlülüğe." | Open Subtitles | من العقوبة التى يستحقها لإنه خلال حياته الدُنيويّة حمل ختم الثالوث المقدس |
hayatı boyunca önem verdiği değerleri korumakla alâkası var. | Open Subtitles | يجب علينا أن نحذر من ماذا عمل خلال حياته |
Kitabın gizemine katkı yapan noktalardan biri yazarının hayatı boyunca kimliğini gizlemek için büyük çaba göstermesiydi. | Open Subtitles | و فضلاً علي غموضه, بذل المؤلف جهوداً كبيرة خلال حياته كي يظل مجهولاً تماماً |
İnanıyorum ki dürüst hayatı boyunca yaptığı iyi işler mahşer günü geldiğinde ona kefil olacaktır. | Open Subtitles | متيقنين ان اعماله الطيبه خلال حياته الشريفه ستشفع له يوم الحساب |
Gelecekte de, uzun hayatı boyunca yaptığı gibi zalimlik yapıyor. | Open Subtitles | في المستقبل سيسخر شره الذي أتقنه خلال حياته الطويلة |
Ve sonra bütün o insanlar sınıf arkadaşları, takım arkadaşları Pete'in hayatı boyunca teşvik ettiği çalışanları, Pete'in bütün çevresi birbiriyle birleşmeye başladı ve Frate Treni takımını oluşturdu. | TED | وكل هؤلاء الأشخاص من أصدقاء وزملاء عمل، الذين قام بيت بالهامهم خلال حياته جميع معارف بيت بدأوا بالتعارف وشكلو فريق الأخوة |
Aureole bir yarış atı olarak hayatı boyunca sana 40 bin paunt kazandırdı. | Open Subtitles | خلال حياته كحصان سباق حقق لك "أوريول" أكثر قليلاً من 40 ألف جنيه إسترليني. |
Sanatçının hayatı boyunca kullandığı aynı malzemeleri kullanarak sanat eserinin neredeyse sanatçının istediği gibi görünmesini sağlıyorlar. | Open Subtitles | "بوسعهم جعل الأعمال الفنيّة تبدو مثلما أرادها الرسّام" "وكلّ ذلك باستعمال المواد نفسها التي استعملها الرسّام خلال حياته" |
ömrü boyunca kimseye gösteremediği kadın... | Open Subtitles | خلال حياته كلها لم يستطع اظهار هذه المرأة لاي شخص |
Profesör Abbott'ın ömrü boyunca çalışıp başarıya yaklaştığı bir şey var mıydı? | Open Subtitles | إذاً، أكان هناك أي شيء عمل عليه البروفيسو آبوت خلال حياته اقترب من أن يكون إنجازاً؟ |
Fakat dahası, Genzel'in takımı, tüm yaşamı boyunca milyonlarca yıldızı yutmuş olabilecek bir nesne buldular. Astronomlar bunu süper-yoğun karadelik olarak adlandırıyorlar. | Open Subtitles | والأكثر من ذلك ، أن فريقه وجد جُرماً لابدّ من أنه ابتلع ملايين النجوم خلال حياته |
Şimdi fosilleşme sürecinden başarıyla çıkmış diş ve kemiklerin içine baksaydık, histon proteinlerinin etrafına sıkıca bağlanmış bir zamanlar bozulmamış DNA'nın, yaşamı boyunca mamutlarla simbiyotik olarak yaşamış bakteriler tarafından saldırı altında olduğunu görürdük. | TED | إذاً ، إذا دخلنا الآن الى داخل العظام والأسنان التي نجت من عملية التحجر، سنجد أن الحمض النووي الذي كان مترابطاً و ملفوفاً بإحكام حول بروتينات الهستون ، قد أصبح معرضاً لخطر الهجوم من البكتيريا التي عاشت بتناغم مع الماموث لسنوات خلال حياته. |