Bilişim ekibi en fazla iki saat içinde adrese ulaşacağını düşünüyor. | Open Subtitles | الفريق التقني يعتقد أنه سيحصل على عنوان، خلال ساعتين على الأكثر. |
Çünkü benim araştırmalarıma göre bir otobanın kenarındaki Harry Styles kusma yerinde iki saat içinde bir tapınak yapma becerisine sahipler. | TED | لأنه وفقاً لبحثي، أنهن قادرات على بناء مزار لتقيوء هاري ستايلز على الطريق السريع خلال ساعتين. |
- Gerçekten mi? - Evet. Uçağımız iki saat sonra kalkacak. | Open Subtitles | رحلتنا سوف تغادر المطار الدولي خلال ساعتين |
Yani bu işi iki saatte bitirelim ve öğlen yemeğine tamamlansın. Tamam mı? | Open Subtitles | إذاً، لنسوي كُل شيء خلال ساعتين و يكون قد إنتهى بحلول الغذاء، إتفقنا؟ |
- Akıma bakılırsa Birkaç saate orada oluruz | Open Subtitles | مع تيارين عاليين ينبغى ان تأخذنا الى هناك خلال ساعتين |
birkaç saat içinde sana bilgi verilecek, o zaman benden fazlasını bileceksin. | Open Subtitles | في خلال ساعتين سيطلقونك ، وستعلم الكثير مما فعلته |
Birkaç saat sonra ün ve servet kapılarını tekrar açacağız. | Open Subtitles | خلال ساعتين.. سوف تُفتح الأبواب السحرية أمام الثروة والمجد، |
Saat 7: İki saat içinde görüşürüz. | Open Subtitles | إنها السابعة الآن سوف نعيد في خلال ساعتين |
Yolda anlatırım çünkü iki saat içinde Las Vegas'da olmamız lazım. | Open Subtitles | سأخبرك فى الطريق , علينا الوصول إلى لاس فيجاس" خلال ساعتين" |
İki saat içinde portatif sinyal çözücü getirecekler. | Open Subtitles | لديهم محلل اشارة محمول سيحضرونه خلال ساعتين |
Bakın, iki saat içinde hareket ediyoruz. | Open Subtitles | الآن، أنظروا.. سنبدأ فى المغادره خلال ساعتين |
Oh, bilmiyorum, 28 telefon iki saat içinde çağırır. | Open Subtitles | أوه ، لا أعلم الإتصالات الـ 28 خلال ساعتين |
Eğer yükleyiciyi bulmazsak, yaklaşık iki saat içinde, beş nükleer reaktör kritik duruma geçecek. | Open Subtitles | في خلال ساعتين تقريباً، فإن 5 مفاعلات نووية ستكون حالتها بالغة الخطورة إلا إذا عثرنا على الصاعق |
- Yaklaşık iki saat sonra oradayız. - Efendim, silahım yok. | Open Subtitles | ـ سنكون هناك خلال ساعتين تقريباً ـ لست مسلحاً، سيدي |
Uçağın iki saat sonra kalkıyor. Daha valizin hazır değil. | Open Subtitles | طائرتك ستقلع خلال ساعتين ولم تحزم أمتعتك بعد |
Bak, iki saat sonra yola çıkacağız neden biraz kestirmiyorsun? | Open Subtitles | الآن، أنظروا.. سنبدأ فى المغادره خلال ساعتين لماذا لا تحصل على بعض النوم؟ |
Acaba iki saatte 150.000 dolar kazanmak ister misin? | Open Subtitles | كنت أتساءل ما إذا تود أن تجني مئة وخمسون ألف دولار خلال ساعتين |
Birkaç saate otoyola varırsın. | Open Subtitles | .وعلى الأرجح أنك ستصل إلى الطريق السريع خلال ساعتين |
birkaç saat içinde döneceğim. Bir şey yapmalıyım. Bir şey. | Open Subtitles | سأعود خلال ساعتين فقط سأفعل شيء ما وأعود |
Eğer kimse ararsa, Birkaç saat sonra geleceğimi söyle. | Open Subtitles | إذا اتصل أحد، أخبريه أني سأعود خلال ساعتين |
Yaratık taşmezardan kaçtı, Kirensky'e saldırdı, Kirensky iki saat içerisinde öldü. | Open Subtitles | المخلوق هرب من الساركوفيجس وهاجم كرينسكي مات خلال ساعتين |
Ve, um, haftasonu için gitti. Bir kaç saate dönmüş olur. | Open Subtitles | ولقد ذهب منذ نهاية الأسبوع ويفترض أن يعود خلال ساعتين |
Ailem iki saate kadar evde olacak, ama bunlar her şeyi alıp götürmüş! | Open Subtitles | ده مش ممكن أبويا وامي جايين في خلال ساعتين وولاد الوسخة قشطوا البيت |
Bu da demek oluyor ki düşündüğümüzden 200'de 1 daha az iğrençsin. Önümüzdeki iki saat içerisinde bir Çek süper modeli ayartacağım. | Open Subtitles | ـ هذا يعني أنك اقل تقززاً مما حسبناك ـ أنا سوف أغوي عارضة تشيكية خلال ساعتين |