| Ama ikisinden biri evinin penceresinden içeri bir çello atmama sebep oldu. | Open Subtitles | لكنه شي من الاثنين الذي جعلني ارمي بالاشياء من خلال نافذة ما |
| Ağabeyinle zemin kat penceresinden boş bir binaya girmiştiniz. | Open Subtitles | أنت وأَخّوكَ دخلتمَ إلى مبنى مهجور خلال نافذة سردابِ. |
| Ağabeyinle zemin kat penceresinden boş bir binaya girmiştiniz. | Open Subtitles | أنت و أخوك تسللتما لمبنى فارغ خلال نافذة البدروم |
| Monk,küçük bir adam 20 cm bir pencereden geçebilir mi? | Open Subtitles | الراهب، يمكن لشخص قليل تناسب من خلال نافذة 8 بوصة؟ |
| Açık pencereden içeriye temiz hava doluyormuş gibi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعر وكأن هناك هواء نقي يندفع من خلال نافذة مفتوحة؟ |
| Fakat yüzleri kilise camından içeri süzülen güneş ışığı gibi parlıyordu. | Open Subtitles | ولكن وجوههم تضيء مثل الشمس من خلال نافذة الكنيسة |
| Şu berber dükkânının camından görebilirsin beni, tamam mı? | Open Subtitles | ستتمكن من رؤيتي. من خلال نافذة صالون الحلاّقة هناك، إتفقنا؟ |
| Uçağın, bulutları yararak giden kanatlarını ve kokpit penceresinden gördüğü göğü hatırlıyor. | Open Subtitles | يتذكر الأجنحة وهي تمر عبر السحب ويتذكر نظرته للسماء من خلال نافذة قمرة القيادة |
| Bunu teyit edebilirim. Onu mutfak penceresinden gördüm. | Open Subtitles | يمكنني أَن أُؤكد ذلك رأيت آنسه بييريت خلال نافذة المطبخ. |
| Bir tuvalet penceresinden Sıvıştığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | إني لا أستطيع أن اصدق أني زحفت من خلال نافذة الحمام |
| Ya da belki penceresinden röntgenliyordu. | Open Subtitles | أو ربّما كان يختلس النظر من خلال نافذة منزلها يمكن أن يكون مختلس أنظارٍ |
| Öyle görünüyor ki, adam veya kadın banyo penceresinden girmiş doğruca yatak odasına girip Carmelita'yı yakalamak için orada beklemiş. | Open Subtitles | يبدو انها أو انه تسلل من خلال نافذة الحمام و ذهب مباشرة الى غرفة النوم و انتظر هناك لينال من كارمليتا |
| Şans eseri salonun penceresinden gördüm. | Open Subtitles | كنت فقط محظوظا فرأيتها من خلال نافذة غرفة المعيشة |
| Geri kalanını pencereden, evin sıcaklığında izleyeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذا العرض , من خلال نافذة جميلة من داخل المنزل |
| Geri kalanını pencereden, evin sıcaklığında izleyeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أرى هذا العرض , من خلال نافذة جميلة من داخل المنزل |
| Onu daha yüksek bir pencereden atmalıydım. | Open Subtitles | كان يَجِبُ أنْ أَرْميه من خلال نافذة أعلى |
| Yangın çıkışı bulalım. pencereden girelim. | Open Subtitles | . لنجد مكان للهروب . لنتسلق من خلال نافذة أو شئ مثل ذلك |
| Daha sonra, Heisenberg umutsuzca pencereden aşağıdaki parka bakarken sıradışı bir fikir aklına geldi. | Open Subtitles | بينما كان هيزنبرج يحدق من خلال نافذة عليته بيأس إلى الحديقة بالأسفل خطرت بباله فكرة رائعة |
| Araba camından bile olsa onu görmenin nasıl bir his olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تعلمين كيف كان ذلك رؤيته، حتى لو كانت من خلال نافذة السيارة |
| Kokaini test etmesi gerekiyordu. Arabanın camından anlaşma yapmak istemedi. | Open Subtitles | كان عليه أن يتذوقها ، فهو لا يريد أن تتم الصفقة من خلال نافذة السيارة |
| Eğer kurbanlar anormal oranda parfüm kullanmıyorsa taksi camından koku almak için inanılmaz bir burun gerekir. | Open Subtitles | الا اذا كان الضحايا يضعن العطور بشكل مفرط سيحتاج الامر لحاسة شم قوية للشم من خلال نافذة تاكسى ليس بالضرورة |