Güçlü ve farklı geçmişleri olan bağımsız kızlar da arkadaş olabilir. | Open Subtitles | إنهن فتيات قويات ومستقلات من خلفيات مختلفة يمكنهن البقاء صديقات |
Bu yüzden bizleri yani farklı geçmişleri ve uzmanlıkları olan bir grup insanı işe aldılar. | Open Subtitles | ولذلك قُمنا بتعيين فريق من أشخاص ذوى خلفيات مختلفة بتخصصات مختلفة |
Bu yüzden biz işe alındık. farklı geçmişleri ve uzmanlık alanları olan bir grup insan. | Open Subtitles | "وهكذا تم تعيينا، فريق مكون من أشخاص ذوي خلفيات مختلفة |
Çok farklı geçmişlerden, inançlardan ve kuşaklardan insanlar Fransa Pireneleri'nden, İspanya'nın 800 kilometre kuzeybatı yakasındaki Santiago de Compostela'ya kadar olan bu yolu bin yıldan fazla zamandır yürüyor. | Open Subtitles | الناس من خلفيات مختلفة من الأديان والأجيال فقد قطعت الطريق من هنا في جبال البرانس الفرنسية إلى سانتياغو دي كومبوستيلا |
Hayatım boyunca farklı geçmişlerden, farklı ülkelerden seçmenleri dinledim ve karşılarındaki seçimlere yönelik muazzam bir sağduyu gösterdiklerini öğrendim. | Open Subtitles | لقد أنفقت عمري أسمع للمصوتين من خلفيات مختلفة من بلاد مختلفة ولقد تعلمت أنهم يبدون حكمة كبيرة |
Ve boyanan binalar, bir arada duran, çok farklı geçmişe sahip insanları anlatan bir bölgedeki mimarı eserler olabilirdi. | TED | وستصبح المباني المطلية بمثابة منحوتات على أرض الطبيعة تتحدث عن اُناس ذوي خلفيات مختلفة جدًا وقفوا سويًا. |
Bu yüzden bizleri farklı geçmişleri ve uzmanlıkları olan bir grup insanı işe aldılar. | Open Subtitles | "وهكذا تم تعيينا، فريق مكون من أشخاص ذوي خلفيات مختلفة مع تخصصات مختلفة: |
Bu yüzden bizleri farklı geçmişleri ve uzmanlıkları olan bir grup insanı işe aldılar. | Open Subtitles | "وهكذا تم تعيينا، فريق مكون من أشخاص ذوي خلفيات مختلفة مع تخصصات مختلفة: |
Bu yüzden bizleri farklı geçmişleri ve uzmanlıkları olan bir grup insanı işe aldılar. | Open Subtitles | وهكذا تم تعيينا، فريق مكون" من أشخاص ذوي خلفيات مختلفة |
Bu yüzden bizleri farklı geçmişleri ve uzmanlıkları olan bir grup insanı işe aldılar. | Open Subtitles | "وهكذا تم تعيينا، فريق مكون من أشخاص ذوي خلفيات مختلفة مع تخصصات مختلفة: |
Şu anda tüm ülke çapında, göçmenler, genç insanlar, gaziler, farklı geçmişleri olan insanlar seçim etrafında böyle tutku, neşe yaratmak için kırmızı ve mavi eyaletlerde, kentsel ve kırsal toplumlarda, her siyasi kökenden insanlarla bir araya geliyor. | TED | عبر البلاد الآن، مهاجرون، وفتية، وقدامى المحاربين، وأناس من خلفيات مختلفة سيأتون معا ليصنعوا هذا النوع من النشاط الفرِح والشغوف في الانتخابات، في الولايات الحمر والزرق، في المجتمعات الحضرية الريفية، أُناس من خلفيات سياسية مختلفة. |
Bando kampının amacı farklı geçmişlerden gelen çocukların müzik ve kültür alışverişi yapmasını sağlamak. | Open Subtitles | هدف المعسكر كان منح الأولاد من خلفيات مختلفة فرصة لتبادل الموسيقى والخبرات الفريدة على ثقافتهم. |
Hepsi çok farklı geçmişlerden ve farklı yerlerden geliyor. | Open Subtitles | لجميعهم خلفيات مختلفة كليًّا، ومواطن مختلفة. |
farklı geçmişlerden gelen iki ailenin bir araya gelmesi. | Open Subtitles | المجيئ سوية من عائلتين من خلفيات مختلفة |
İşte bu tip bir ortam -- ki ben buna likit network demeye başladım, farklı geçmişe, ilgi alanına sahip kişilerden gelen farklı fikirlerin bir araya gelmesi, birbiriyle itişmesi birbiri ile sürtüşmesini mimkün kılan alanlar -- işte bu alanlar, aslında yenilikçiliğe bizi götüren alanlardır. | TED | وشيئا آخر عن تلك البيئة -- ولقد بدأت أصفها بانها "الشبكة السائلة" حيث لديك الكثير من الأفكار المختلفة المجتمعة، خلفيات مختلفة ومصالح مختلفة ، تتصارع مع بعضها البعض ، تتعارض مع بعضهما البعض -- تلك البيئة هي ، في الواقع ، البيئة التي تؤدي إلى الابتكار. |