aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışarak yarattığımız | TED | من التغلب على انعدام التركيز واضطراب فرط الحركة الثقافي الذي خلقناه |
Birlikte geçireceğimiz zaman sadece bizim. Bizim yarattığımız bir şey. | Open Subtitles | -كما لو أن وقتنا معاَ هو ملك لنا نحن خلقناه |
Bana ihanet edip birlikte yarattığımız dünyaya, ölüm ve acıyı getirdi. | Open Subtitles | إنـّه خانني ، آتي بالموت و المُعاناه إلى العالم الذي خلقناه سويـّاً. |
Kennedy'yi kim öldürürse öldürsün... yarattığımız bu şeyden geldi, bu canavar. | Open Subtitles | أياً يكن من قتل (كندي) فلقد جاء من ذلك الشيء الذي خلقناه ذلك الوحش |